2. Ceza Dairesi 2014/35834 E. , 2017/6353 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
I-) Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
14/04/2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31/03/2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II-)Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Onsekiz yaşını tamamlamamış olan suça sürüklenen çocuk hakkında 12/05/2011 tarihli, 21/07/2011 tarihli, 03/11/2011 tarihli ve 30/01/2014 tarihli oturumların kapalı yapılması gerektiği gözetilmeden açık duruşma yapılarak 5271 sayılı CMK"nın 185. maddesine aykırı davranılması telafisi mümkün olmadığından bozma nedeni yapılmamış; hüküm tarihine kadar yapılan yargılama gideri toplamı, 5271 sayılı CMK"nın 324/4 maddesinde atıfta bulunulan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20 TL"den az olduğu halde yargılama giderlerinin suça sürüklenen çocuktan tahsiline karar verilmiş ise de, hüküm kesinleşinceye kadar yapılacak yargılama giderlerinin de toplam yargılama gideri kapsamında olması nedeniyle hükmün kesinleştiği tarihte suça sürüklenen çocuktan tahsili gereken yargılama giderinin yukarıda açıklanan terkin edilmesi gereken miktardan az olması halinde Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Kolluk görevlileri tarafından düzenlenen görgü tespit tutanağı ve olay yeri krokisi ile mağdurun soruşturma ifadesindeki duvarla çevrili mülkiyeti kendisine ait olan metal atölyesi işyerinin dışında kalan ve mülkiyeti kendisine ait olmayan ve yola bakan tarafı henüz tel örgü ile de çevrilmemiş olan arazi üzerinde bırakılan demirlerin çalındığına dair anlatımından, anılan yerin işyeri veya eklentisi olarak kabulüne imkan bulunmaması karşısında, suça konu eylemin 5237 sayılı TCK"nın 141/1. maddesine uyan suçu oluşturduğu ve olayda işyeri dokunulmazlığını bozma suçunun oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde aynı Kanun"un 142/1-b. ile 116/2-4, 119/1-c maddeleri uyarınca hüküm kurulması,
2-Suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamayacağının değerlendirilmesi açısından, suç tarihinde 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 35/1. ve Çocuk Koruma Kanunu"nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20/2. maddesi gereğince zorunlu olan sosyal inceleme raporu alınması gerektiği ve aynı Kanunu"un 35/3. maddesine göre de sosyal inceleme yaptırılmadığı halde de bunun gerekçesinin gösterilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi karşısında, suçu gece işlediğinden bahisle artırım yapılırken, 5237 sayılı TCK"nın 143. maddesi uyarınca ceza en fazla üçte bire kadar artırılabilir olmakla birlikte, suça sürüklenen çocuğun cezasının anılan madde uyarınca üst had olan 1/3 oranında arttırılmasına karar verilirken yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Kabule göre de;
Suç tarihi itibariyle 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK"nın 31/2. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadığı veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediği hususunda işyeri dokunulmazlığını bozma suçu bakımından da uzman hekim raporu alınması gerektiği gözetilmeyerek sadece hırsızlık suçundan alınan rapor ile yetinilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 31/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.