Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/5038 Esas 2017/5524 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/5038
Karar No: 2017/5524
Karar Tarihi: 13.09.2017

Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/5038 Esas 2017/5524 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, özel belgede sahtecilik suçundan sanıkların mahkumiyetine hükmedilmiştir. Ancak, suç tarihinin yanlış yazılması nedeniyle kararın düzeltilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda ayrıca, aldatıcılık niteliği bulunmayan fotokopi belgelerin hukuki sonuç doğurmayacağı ve bilirkişi incelemesine esas alınamayacağı vurgulanmıştır. Suçun aslı veya onaylı suretinin araştırılarak tespit edilmesi gerektiği ve sanıkların hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayin edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hakların sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiği vurgulanmıştır. Kararın bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesidir.

11. Ceza Dairesi 2015/5038 E. , 2017/5524 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Gerekçeli karar başlığına "06.12.2011" şeklinde yanlış yazılan suç tarihinin suça konu kira sözlemesinin icra dairesine sunularak kullanıldığı tarih olan "13.04.2012" olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, onaysız fotokopi niteliğinde olup suret belge özelliği taşımayan belgenin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı ve aldatıcılık niteliği bulunmayıp fotokopi belge üzerinden yapılan bilirkişi incelemesinin hükme esas alınamayacağı cihetle, suça konu kira sözleşmesinin aslı veya onaylı suretinin araştırılarak tespit edilip duruşmaya getirtilerek aldatıcılık niteliği hususunda incelenip özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve gerekçeli kararda belgenin aldatıcılık niteliğinin varlığı tartışılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.