8. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/7044 Karar No: 2010/2112 Karar Tarihi: 26.04.2010
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/7044 Esas 2010/2112 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2009/7044 E. , 2010/2112 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Yunak Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 01.07.2008 gün ve 367/360 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından saüresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde Hazine adına tapuda kayıtlı bulunan 172 ada 5 ve 128 ada 35 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Uyuşmazlık konusu 172 ada 5 sayılı parsel Toprak Tevzi Komisyonunun 03.07.1969 tarih 20, 128 ada 35 sayılı parsel ise, Toprak Tevzi Komisyonunun 04.10.1960 tarih 613 sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak Hazine adına kadastroca tespit ve tescil edilmiştir. Uyuşmazlık konusu taşınmazlar kadastro öncesi Toprak Tevzi Komisyonunca yapılan çalışmalar sonucu Hazine adına tapuya bağlandığına göre tapu kayıtlarının oluştuğu 1960 ve 1969 yıllarından sonra tapulu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik hukuken bir değer taşımaz ve kişi yararına herhangi bir hak bahşetmez. Bu durum karşısında davacı taraf 04.10.1960 ve 03.07.1969 tarihlerinden geriye doğru taşınmazlar tapusuz durumda iken bu tür taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliği kanıtlamak zorundadır. Yani zilyetliğin başlangıcı 1940 ve 1949 yıllarına gitmektedir. Davacı vekili bizzat 01.07.2008 tarihli yargılama oturumunda taşınmazların yaklaşık 50 yıldır vekil edeni tarafından tasarruf edildiğini bildirmiş ve anılan tarih de bu süre dikkate alındığında 1958 yılını karşılamaktadır. Buna göre davacının yeterli zilyetliğinin olmadığı açıktır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar da keşfin yapıldığı 30.05.2008 tarihi itibariyle yaklaşık 30 yıldır davacı taşınmazı kullandığını ve bunun karşılığında Hazineye ecrimisil ödediğini bildirmişlerdir. Bu beyanlar gözetildiğinde taşınmazlar tapulu iken Hazine tarafından ecrimisil alınmak üzere davacının kullanımına terk ettiği anlaşılmaktadır. Bu süre içerisinde sürdürülen zilyetlik taşınmazların tapulu olması nedeniyle az önce açıklandığı gibi herhangi bir hak doğurmaz. Bu nedenlerle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,55 TL’nın temyiz eden davacıdan alınmasına 26.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.