MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada ... 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/10/2011 tarih ve 2011/76-2011/62 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ..."ün davalı şirketi kurduklarını ve %50’şer hisseleri bulunduğunu, şirketin davalı ve kardeşi tarafından yönetildiğini, başka şirketlerde de ortaklıkları olması nedeniyle davalı şirket aleyhine işlemler yapıldığını, şirketin ödeme güçlüğü içerisine düştüğünü, 2004 yılında şirket merkezindeki eşyaların davalı tarafından alınıp götürüldüğünü, o tarihten itibaren müvekkilinin şirketten haberdar olmadığını, davalının müvekkili hakkında asılsız şikayetlerde bulunarak davalar açtığını, şirketin yedi yıldır hiç bir faaliyetinin bulunmadığını ileri sürerek, fesih ve tasfiyesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, şirket adına yapılan tahsilatların davacı ve kardeşi tarafından yapılmasına rağmen şirkete aktarılmadığını, şirketin mali yönden sıkıntıya sokulduğunu, davacının şirketi temsil yetkisinin kaldırılması için dava açıldığını, şirketin banka ve vergi dairesi borçlarının bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin uzun yıllardan beri faaliyet göstermediği, defter ve kayıtlarının bulunmadığı, 2003 yılında faaliyete başlamasının ardından 2004 yılında son yevmiye kaydının 30/06/2004 tarihinde olduğu, bu tarihten sonra herhangi bir kaydın bulunmadığı, vergi beyannameleri kapsamında da 2005-2008 dönemlerinde ticari faaliyeti bulunmadığı, 30/11/2009 tarihinde şirketin re’sen terk işleminin yapılarak vergi idaresince mükellefiyet kaydının silindiği, ortaklar arasındaki karşılıklı güvenin uzun süredir ortadan kalktığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak Mali Müşavir Vedat Kaman"ın tayin edilmesine, şirketin ticaret unvanına "Tasfiye Halinde" ibaresinin eklenmesine, davalı ... yönünden ise, husumetin sadece şirkete yöneltilmesi gerektiğinden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalıların tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalıların bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 05/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.