Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.12.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın davacı ... açısından kabulüne dair verilen 14.02.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili davalı ... ve Kredi Bankası vekili, davalı ... . vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 22.04.2013 tarihinde vefat eden muris ..."ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ...Ş. vekili cevap dilekçesinde, terekenin borca batık olmadığını, davacılar tarafından kabullenildiğini, dava şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ş. vekili cevap dilekçesinde, terekenin borca batık olmadığını, dava şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ilk olarak, terekenin davacılar tarafından sahiplenildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz talebi üzerine Dairemizin, 29.02.2016 tarih, 2015/8838 Esas, 2016/2414 Karar sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın ... açısından kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili, davalı ... ve vekili, davalı ...Ş. vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davalı ... ve vekili, davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazları açısından yapılan inceleme sonucu;
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, davacı ... açısından davanın kabulüne karar verilip diğer davacı ..."nın talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; mirasçılardan ..."nun murisin ölümünden sonra terekede bulunan işyerindeki mirasçılık hak ve hisselerinden diğer mirasçı ... lehine feragat etmiş olduğu, bu işlemle tereke işlemlerine karışmış olduğu anlaşıldığından davanın davacı ... açısından kabulü yerinde değildir.
Ayrıca, davacıların Av. ..."e verdiği vekaletnamede mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından davacılar vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi ve bu eksikliğin tamamlattırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalı ... ve vekili, davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davalılara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.