2911 sayılı Yasaya aykırılık - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2013/15233 Esas 2014/5366 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/15233
Karar No: 2014/5366
Karar Tarihi: 06.03.2014

2911 sayılı Yasaya aykırılık - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2013/15233 Esas 2014/5366 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanıklar hakkında 2911 sayılı Yasaya aykırılık suçundan hüküm verilmiştir. Sanıklara usulüne uygun olarak tebliğ edilen hüküm, CMUK.nun 310. maddesinde belirlenen süre geçtikten sonra temyiz edilmiştir. Yerel mahkeme tarafından aynı kanunun 315. maddesi uyarınca temyiz talebinin reddine karar verilmiştir. Sanıkların bazıları hükümlü, bazıları ertelenmiştir.
Karara yönelik yapılan temyiz itirazlarının kabul edilmediği ve hüküm nedeniyle CMUK.nun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince onanmasına karar verilmiştir.
İkinci olarak, sanıkların temyiz itirazları incelenirken, Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği kabul edilen suçların düşünce ve kanaatın içeriğinden çok açıklama yöntemini dikkate aldığı belirtilmiştir. Kanun koyucunun yukarıdaki amacı gerçekleştirmeye çalışırken daha genel ve imkanlara işaret eden ifade biçimleri yerine “yöntem” ifadesini tercih etmesi üzerinde durulmuştur.
Sanıkların eyleminin mutad ve meşru bir \"düşünce ve kanaat açıklama yöntemi\" olduğu kabul edildiğinden
8. Ceza Dairesi         2013/15233 E.  ,  2014/5366 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 2911 sayılı Yasaya aykırılık
    HÜKÜM :- Sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında temyiz talebinin reddi
    - Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... haklarında hükümlülük ve erteleme

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    1- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hak- kında kurulan hükümlere yönelik olarak;

    Sanıklara usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmün CMUK.nun 310. maddesinde belirlenen bir haftalık süre geçtikten sonra temyiz edildiği anlaşılmakla, yerel mahkeme tarafından aynı kanunun 315. maddesi uyarınca temyiz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan temyiz isteklerinin reddine ilişkin kararların oybirliğiyle (ONANMASINA),

    2- Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... haklarında kurulan hükümlere yönelik sanıkların temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Bozmaya uyularak; yapılan incelemeye göre yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak:
    Kanun koyucunun “sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ifade- siyle, 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin uygulanma kapsamı bakımından; düşünce ve kanaatın içeriğinden çok açıklama yöntemini dikkate aldığı, cezanın tür ve miktarı itibariyle bir sınırlama yanında suçların tek tek sayılması yerine, düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri bağlamında işlenebilecek suçların işlenme biçimleri itibariyle bir düzenleme yapmayı amaçladığı anlaşılmaktadır.
    Kanun koyucunun yukarıdaki amacı gerçekleştirmeye çalışırken daha genel ve imkanlara işaret eden ifade biçimleri yerine “yöntem” ifadesini tercih etmesi üzerinde durulmalıdır. Bir amaca ulaşmak için izlenen yol, usul ve metot gibi anlamlara gelen “yöntem” ifadesi, Kanunun geçici 1. maddesi çerçevesinde ele alındığında, korun- mak istenenin; her türlü düşünce ve kanaat açıklama biçimi olmadığı, aksine; bir eylemin bu kapsamda kalabilmesi için meşru olan ve düşünce ve kanaat açıklaması bağlamında mutad olan bir yöntemle işlenmiş olması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Buradan hareketle, eylemin işleniş yönteminin bizzat ayrı bir suç oluşturduğu veya düşünce ve kanaati açıklamak bakımından mutad kabul edilemeyecek olması halinde geçici 1. madde hükmü uygulanamayacaktır.
    6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde ifadesini bulan ve başkaca yazım biçimleri arasından tercih edilen “düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ibaresi bu ilkeler ve Kanunun genel gerekçesi çerçevesinde değerlendirilmiş, örgütlenme özgür- lüğü bağlamında ele alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma özgürlüğünün kollektif niteliği, ifade özgürlüğü ile yakın ilişkisi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince değerlendiriliş biçimi (29.06.2006 tarihli Öllinger-Avusturya, 26.07.2007 tarihli Barankevich-Rusya kararları gibi) nazara alınmıştır.
    Buna göre, sanık ..."ün 2911 sayılı Kanunun 28/1 ve diğer sanıkların aynı yasanın 32/1. maddesine uygun olduğu kabul edilen eyleminin mutad ve meşru bir “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi” olduğu kabul edildiğinden, sanığa yüklenen suçun tarihi ve işlenme yöntemi ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hüküm tarihinde yürürlükte olan 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanıklar hakkında açılan davaya ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 06.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.