Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3629
Karar No: 2015/5420
Karar Tarihi: 17.03.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/3629 Esas 2015/5420 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2014/3629 E.  ,  2015/5420 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı, Mayıs 2007-Ocak 2012 tarihleri arasında ... kapsamında olup, ... sigortalısı olmadığının tespiti ile çakışan hizmetin iptaline, ..."a borcu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, davacının Mayıs 2007 – Ocak 2012 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/b maddesi) kapsamındaki sigortalılığının iptali ile davacının bu tarihler arasında 506 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/a maddesi) kapsamındaki sigortalılığının geçerli olduğu ve prim borcunun olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının kabulü ile, davacının Mayıs 2007 – Ocak 2012 tarihleri arasındaki dönemde 506 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/a maddesi) kapsamında sigortalı olup 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/b maddesi) kapsamında sigortalı olmadığının tespiti ile çakışan hizmetinin iptaline, davacının 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/b maddesi) kapsamında prim borcu olmadığının tespitine, bunun aksine ilişkin kurum işlemlerinin iptaline karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının minibüs işletmeciliğinden dolayı 03.09.2003 – 18.05.2007 tarihleri arasında ve 19.06.2007 tarihinde başlayıp devam eden vergi kaydı, 17.07.2003 tarihinde başlayıp devam eden oda kaydının olduğu, bu kayıtlara bağlı olarak davacının 03.09.2003 – 18.05.2007 ve 01.08.2007 – 31.03.2011 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/b maddesi) kapsamında sigortalı kabul edildiği, davacının 30.05.2006, 14.08.2006, 30.07.2008 tarihlerinde prim ödemesinin olduğu, 1974/1 – 28.02.1976 tarihleri arasında muhtelif işyerlerinde kesintili, yine 01.05.2007 – 14.01.2012 tarihleri arasında kesintili şekilde 506 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/a maddesi) kapsamında çalışmalarının olduğu, Kurumun çakışan dönemde vergi kaydı devam ettiğinden davacıyı 01.08.2007 – 31.03.2011 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/b maddesi) kapsamında sigortalı olarak kabul ettiği anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlık, 506 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasanın 4/a maddesi) ile 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasanın 4/b maddesi) kapsamındaki sigortalılığın çakışması halinde hangisine öncelik verileceği noktasında toplanmaktadır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 4956 sayılı Yasa ile değişik 24. maddesinin 1/a bendine göre; “Kanunla ve kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulu ... ... kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; ... ve sanatkarlar ile diğer bağımsız çalışanlardan ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar ile gelir vergisinden muaf olanlardan ... ve Sanatkar Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar, bu Kanuna göre sigortalı sayılır.” Aynı Yasa’nın 25/a bendine göre, “Bu Kanuna tabi sigortalılık, Gelir vergisi mükellefi olanların, mükellefiyetlerini gerektiren faaliyetlerine son verdikleri, 25/g bendine göre ise; gelir vergisinden muaf olan, ancak ... ve Sanatkarlar Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarındaki kayıtlara istinaden ... sigortalısı olanlardan bu sigortalılıklarının devamı sırasında, hizmet akdi ile çalışanların çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce itibaren sona erer.”
    ... ... sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş olup "çakışan sigortalılık" olarak adlandırılan, bir sigortalının aynı anda birden fazla ... ... kurumuna tabi olması hali, zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde yasalarda yer alan düzenlemelerde önceden başlayan sigortalılığa geçerlilik tanınarak, isteğe bağlı sigortalılıkta ise 506 sayılı Yasa’nın 85. maddesi uyarınca malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına isteğe bağlı olarak devam edebilmek için herhangi bir ... ... kuruluşuna zorunlu ya da isteğe bağlı sigortalı olmamak koşulu arandığından isteğe bağlı sigortalılık ile zorunlu sigortalılığın çakıştığı bu gibi uyuşmazlıklarda, anılan maddede yer alan "... ... kuruluşlarına tabi olarak çalışmaya başlayanların, çalışmaya başladıkları günden itibaren" isteğe bağlı sigortalılığın sona ereceği hükmü dikkate alınarak zorunlu sigortalılığa değer verilmek suretiyle "çakışan sigortalılığın" çözüme kavuşturulması gerektiği Dairemizin ve Yargıtay"ın yerleşik içtihatları gereğidir.
    01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 53/1 maddesinde "Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık nedenlerinden birden fazlasına aynı anda tâbi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı" bildirilmiştir.
    13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasanın 33. maddesi ile değiştirilen ve 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Yasanın sigortalılık hallerinin birleşmesi başlıklı 53/1. maddesinde ise "Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çakışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Yasa kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı" belirtilmiştir. Yasaların derhal uygulanması ilkesi olmasına rağmen aynı Yasanın geçici 33. maddesiyle; “01.03.2011 tarihli, 5510 sayılı Yasanın 53. üncü maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişiklikler, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmayacağı” hükmü getirilmiştir.
    Somut olayda; davacının, vergi kaydı ve oda kaydına göre çakışan dönemde 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/b maddesi) kapsamındaki sigortalılığının 01.08.2007 tarihinde başladığı ve 6111 Sayılı Yasanın 33. maddesi ile değiştirilen ve 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Yasanın sigortalılık hallerinin birleşmesi başlıklı 53/1.
    - maddesinin yürürlük tarihine kadar 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/b maddesi) kapsamındaki sigortalılık şartlarını taşıdığı, davacının çakışan dönemde ilk önce (01.08.2007 tarihinde) başlayan sigortalılığı 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/b maddesi) kapsamında sigortalılık olup, 506 sayılı Yasa"ya (5510 sayılı Yasa 4/a maddesine) tabi sigortalı çalışmasının ise 03.08.2007 tarihinde başladığı anlaşılmaktadır.
    O halde davacının, çakışan dönem olan 01.08.2007 – 28.02.2011 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/b maddesi) kapsamında sigortalı sayılmasına ilişkin kurum işlemi yerindedir.
    Yapılacak iş; davacının önceden başlayan sigortalılığı 1479 sayılı Yasa kapsamındaki ... sigortalılığı olduğundan, vergi ve oda kaydı devam ettiğinden 01.08.2007 – 28.02.2011 tarihleri arasında davacının 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/b maddesi) kapsamında ... sigortalı olduğunu kabul ederek, bu dönemde davacının 1479 sayılı Yasa (5510 sayılı Yasa 4/1-b maddesi) kapsamındaki sigortalılığının iptaline ilişkin talebin reddine karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hatalı değerlendirme sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi