21. Hukuk Dairesi 2014/9019 E. , 2015/5408 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, fazla ödenen 31,42.-TL."nin prim borcuna mahsup edilmesini, 22/01/2013 tarihinden itibaren emekliliğe hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının isteğe bağlı sigorta terkinin en son prim ödediği 24.02.2010 tarihinden yapılması, fazla ödenen 31,42 TL’nin prim borcuna mahsup edilmesi ve 22/01/2013 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile “22.01.2013 tarihli talebi uyarınca 01.02.2013 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine” şeklinde karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının yargılama aşamasında, 14/02/2014 tarihinde yapmış olduğu sigorta prim borcu ödemesi ile geriye dönük olarak tahsis talep tarihi olan 22/01/2013 tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Davanının yasal dayanağının oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 60/H maddesinde, bu maddede belirtilen yaşlılık aylıklarından yararlanabilmek için, sigortalının yazılı istekte bulunmasının şart olduğu belirtilmiş olmakla, anılan Yasa"nın Geçici 81/C maddesi gereğince belirtilen prim ödeme gün sayısı, yaş ve sigortalılık süresi şartlarının birlikte yerine getirilmesi gerekmektedir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/06/1989-30/01/2006 tarihleri arasında ... lı hizmeti, 01/03/2006-30/09/2008 tarihleri arasında isteğe bağlı olarak ... lı hizmeti olmak üzere toplam 3098 gün hizmetinin bulunduğu, 01/10/2008-31/01/2010 tarihleri arasında yine 5510 sayılı Yasa 4/1a maddesi kapsamında 480 gün isteğe bağlı sigortalılığının olduğu, davacı tarafından en son olarak 24/02/2010 tarihininde 235,00 TL sigorta prim borcu ödemesinde bulunduğu, bu tarih itibariyle 31,42 TL fazla sigorta prim ödemesinin bulunduğu, davacının 16/04/2012 tarihli dilekçesi ile “31/10/2010 tarihinde sigortalılık süresini sona erdirdiğini” belirtmek suretiyle “12 aylık sorgulama süresi beklenmeksizin ödemiş olduğu primlere göre isteğe bağlı sigortalılık sürelerinin hesap edilmesini Kurum"dan talep ettiği”, 22/01/2013 tarihli tahsis talebinin Kurum"un 28.01.2013
tarihli yazısı ile “toplam hizmet süresinin 3578 gününün olması nedeniyle 21.01.2015 tarihinde emekli olacağı”nın bildirilmek suretiyle reddolunduğu, davacının Kurum"un kendisini yanlış bilgilendirmesi neticesi 22 gün eksik olan sigorta prim gün sayısı nedeniyle eldeki davayı 25/03/2013 tarihinde açtığı, yargılama esnasında Kurum tarafından 26.12.2013 tarihli yazı ile" 2013/01 dönemi, 22 günlük isteğe bağlı sigortalılık prim tutarının 239,72.TL olduğu”nun bildirildiği, davacının da 14.02.2014 tarihinde bildirilen sigorta prim borcunu (239,72 TL) Muğla Ziraat Bankası Şubesi"ne Kurum adına ödediği ve alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacıya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için davacının tahsis talebinde bulunması ve 506 sayılı Yasa"nın Geçici 81. maddesinde yer alan koşulları birlikte taşıması gerekir. Davacının en son isteğe bağlı sigortalılık prim borcu ödemesini yargılama aşamasında iken gerçekleştirdiği ve bu nedenle yaşlılık aylığı için aranan 506 sayılı Yasa"nın 81/C. maddesinde yer alan 3600 gün ödenmiş prim gün sayısı şartını tahsis başvuru tarihi olan 22/01/2013 tarihi itibariyle sağlamadığı ortada iken, Mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu davacıya geriye dönük yaşlılık aylığına hak kazandırılmasına yönelik olarak kurulan tespit hükmü hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, davanın reddi gerekir iken “davacıya 01/02/2013 tarihi itibariyle aylık bağlanması gerektiği” şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.