14. Hukuk Dairesi 2016/17564 E. , 2017/8918 K.
"İçtihat Metni"
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.06.2012 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 17.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 28.11.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden taraflardan gelen olmadı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Dava, ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının sahibi bulunduğu bulunan 8. kat (17) no"lu bağımsız bölümün tapu kaydı üzerine, davalı ... arasındaki ticari faaliyetlerden dolayı doğmuş ve doğacak borçlarının karşılığını temin etmek üzere 1. derecede faizsiz ve 10 ay vadeli 100.000,00 TL bedelle ipotek konulduğunu, 10 aylık süre geçtiği halde ipoteğin kaldırılması yönünden yapılan uyarıların dikkate alınmadığını ve ipoteğin kaldırılması gerektiğini beyanla, taşınmaz üzerinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davayı kabul etmediklerini, ticari ilişki karşılığı ipotek konulduğundan öncelikle Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, kabul anlamına gelmemek koşulu ile sürenin geçmesi ile ipoteğin kaldırılamayacağını, Yargıtay içtihatları gereğince 10 aylık süre boyunca icra takibi yapılamayacağını, bu nedenle kendiliğinden ipoteğin hükümsüz hale gelmeyeceğini, teminat altına alınan ve kesinleşmiş alacakları bulunduğunu, ipoteğin kaldırılmasının koşullarının gerçekleşmediğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir.
Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir.
Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden 03.12.2015 tarihli resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ (üst sınır) ipoteğinde alacağın ulaşacağı miktar önceden belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda gösterilen limitle sınırlanabilir. Türk Medeni Kanununun 875.maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan ana borç, gecikme faizi, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan borcun toplam miktarının bu limiti aşması olanaklı değildir. HGK.nun 1989/11-294 Esas, 1989/378 Karar ve 24.05.1989 tarihli kararında da yukarıdaki kural benimsenmiştir. Bu kural uyarınca üst sınır ipoteğinde alacak bakımından bir üst sınır tespit edilerek teminatın kapsamı saptanmaktadır. Bu şekilde rehin edilen alacağın tutarı değil, ipotekli gayrimenkulün sorumlu olduğu üst miktar belirlenmektedir. Kısaca, ipoteğin üst sınır ipoteği olması durumunda borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur.
Bütün bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yukarıda belirtilen ilkelere göre bilirkişi incelemesi yaptırılmalı, borç miktarı bu ilkelere göre saptanmalı, bulunacak miktar davacı tarafından depo edilirse ipoteğin terkinine, aksi halde şimdiki gibi davanın reddine karar verilmelidir. Değinilen yönlerin gözardı edilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.