Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019/200 Esas 2019/437 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2019/200
Karar No: 2019/437
Karar Tarihi: 11.04.2019

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019/200 Esas 2019/437 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İş Mahkemesi Sıfatıyla görülen bir işçilik alacağı davası sonucunda, İskilip Asliye Hukuk Mahkemesi davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuş ve yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkeme önceki kararında direnmiştir. Fakat Hukuk Genel Kurulu yapmış olduğu ön inceleme sonrasında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde belirtilen hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği yönünde karar almıştır. Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesis edilmemelidir. Somut olayda da, mahkeme tarafından doğru şekilde bir hüküm kurulmadığından, Hukuk Genel Kurulu direnme kararını bozmuştur. Kanun maddeleri: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi ve 294. maddesinin 3. fıkrası.
Hukuk Genel Kurulu         2019/200 E.  ,  2019/437 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Sıfatıyla)


    Taraflar arasındaki "işçilik alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İskilip Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi Sıfatıyla) davanın kabulüne dair verilen 13.03.2015 tarihli ve 2014/41 E., 2015/340 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 16.01.2018 tarihli ve 2017/10569 E. 2018/330 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonrasında gereği görüşüldü:
    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    6100 sayılı HMK’nın 294. maddesinin 3. fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir.
    Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır.
    Nitekim Yargıtayın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulunun 05.04.2017 tarihli ve 1610-668 sayılı; 24.05.2017 tarihli ve 1265-1005 sayılı kararları).
    Somut olaya gelince; mahkemece aslolan kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış sadece "…1-Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 16/01/2018 Tarih, 2017/10569 ve 2018/330 Karar bozma ilamına karşı Mahkememizin daha önce verilen kararında direnilmesine, 2-Sair hususların gerekçeli kararda açıklanmasına," denilmekle yetinilmiş, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar kurulmamıştır.
    Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır.
    Şu durumda mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır.
    Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kısa karar usule uygun karar değildir.
    Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    S O N U Ç : Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 11.04.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.