12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/14902 Karar No: 2012/38227
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/14902 Esas 2012/38227 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/14902 E. , 2012/38227 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 05/03/2012 NUMARASI : 2012/9-2012/29
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından, borçlu hakkında, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine başvurarak, imza itirazında bulunduğu, mahkemece kesin süre içerisinde borçlu tarafından imza asıllarının bulunduğu yerler bildirilmediğinden itirazın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz, İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir. İİK.nun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasında ise; “İmza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun bilirkişiye ait hükümleri ile 309. maddesinin 2., 3. ve 4. fıkraları ve 310, 311 ve 312. maddeleri hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK."nun 447/2. maddesine göre “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"na yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” 1086 Sayılı HUMK."nun 309. maddesinin karşılığını oluşturan 6100 Sayılı HMK"nun 211/1-b maddesinde; “(a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir.” düzenlemesi yer almıştır. Vurgulamakta yarar vardır ki, anılan belgelerin tamamlanması konusunda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 26.04.2006 gün ve 2006/12-259 E. 2006/231 sayılı kararında da açıklandığı üzere, eldeki davanın niteliği itibariyle "imzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu gözardı edilmemeli ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya da gidilmemelidir (Hukuk Genel Kurulu"nun 06.02.2008 gün ve 2008/12-77 E. 2008/90 sayılı kararı). Somut olayda; mahkemece, borçluya uygulamaya elverişli imza asıllarının bulunduğu yerleri bildirmek ve bilirkişi ücretini yatırmak üzere kesin süre verilip, kesin süre içerisinde uygulamaya elverişli imza asıllarının bulunduğu yerler bildirilmediğinden itirazın usulden reddine karar verilmiş ise de, "imzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu gözardı edilip ispat yükü ters çevrilerek yazılı şeklide hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.