10. Hukuk Dairesi 2015/21716 E. , 2018/197 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, 6.6.2003-10.12.2004 tarihleri arasında yersiz ödenen yol giderlerinin tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasanın 102. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin “...muayene ve tedavi, protez araç ve gereçleri ile ortopedik cihazların sağlanması, takılması, onarılması ve yenilenmesi, analık, sürekli iş göremezlik veya malullük durumlarının tespiti, erken yaşlanma halinin tespiti, sağlık durumlarının tespiti, raporların kurumca yeterli görülmemesi yeniden muayene, kontrol muayenesi, dolayısıyla kurumca bir yerden başka bir yere gönderilirlerse, bunların ve sağlık durumları sebebiyle başkaları ile birlikte gitmelerinin gerektiği hekim raporu ile belgelenenler ile 15 yaşına kadar (15 yaş dahil) çocuklar ile birlikte gidecek kimselerin gidip gelme yol paraları ile zaruri masrafları, kurumca hazırlanacak bir yönetmeliğe göre ödenir.... ” hükmü öngörülmüştür. Söz konusu maddede; “bir yerden başka bir yere” ifadesine yer verilmiş olup; yol paralarının ödenmesi usul ve esaslarına ilişkin olarak çıkarılan 11.07.1978 tarih ve 16343 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 2167 sayılı Kanunla değiştirilen 102. maddesinde belirtilen Yol Paraları ile Zaruri Masraf Karşılıklarına İlişkin Yönetmelik ile söz konusu Yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair 27.05.2005 tarih ve 25827 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelikte de “Kurumca yurt içinde bir yerden başka bir yere gönderilenler....” den bahsedilmiştir.
Son olarak 31.05.2006 tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile bu konunun düzenlediği 65. maddesinde de “Hekimin veya diş hekiminin muayene veya tedavi sonrası tıbben göreceği lüzum üzerine genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetinden yararlanmaları için muayene ve tedavi edildikleri yerleşim yeri dışına yapılan sevkinde, ayakta tedavilerde kendisinin ve bir kişi ile sınırlı olmak üzere refakatçisinin gidiş ve dönüş yol gideri ve gündelikleri; yatarak tedavilerde ise gidiş ve dönüş tarihleri için gündelikleri ile yol gideri Kurumca karşılanır.”ifadesine yer verilerek, 28.08.2008 tarih ve 26981 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliği’nin yol giderinin ödenmesini ilişkin 31. maddesinde de “yerleşim yeri dışında” sevklerden bahsedilmiştir.
Tüm bu yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; kanun koyucunun amacının, ikamet edilen yer belediye sınırları içinde tedavi ve muayene imkanı olmayan, bu nedenle başka bir yere gitmesi zorunlu olan sigortalı veya hak sahiplerine yol gideri ödemek olduğunun kabulü gerekir. Konu ile ilgili 506 sayılı Yasada ve yönetmelik hükümlerinde “bir yerden başka bir yere gönderilen” ifadesinin “yerleşim yeri belediye sınırları dışında bir yerden başka bir yere gönderilen” olarak anlaşılması gerekir. Aksi düşünce Yasanın amacı ile bağdaşmaz.
Eldeki davaya konu dönemde, ikametgahı ... ile diyalize gittiği Görele arasında yol gideri ödenen davalının; Görele"de ikamet ettiğinin anlaşılması nedeniyle yapılan ödemelerin geri istendiği, yapılan icra takibine süresi içerisinde itiraz üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan yasal çerçevede; dava konusu döneme ilişkin davalının ikametgahının belirlenmesine ilişkin olarak; dava konusu döneme ilişkin olarak muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili nüfus müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili nüfus müdürlüğü’nden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, davalının su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste olduğu saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa davalının hertülü resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresleri dikkate alınmalı, davalı adına banka hesabı bulunup bulunmadığı, varsa buralardaki adresleri belirlenmeli, Dereköyü ve Görele adreslerinde emniyet ve jandarma birimlerinden araştırmalar yaptırılmalı; kontrol memurunun tespitine dayanak olan kişilerin bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle “dava konusu dönemde davalının nerede ikamet ettiği" belirlenerek, toplanan kanıtlar ışığı altında yapılacak değerlendirme sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.