19. Hukuk Dairesi 2014/17113 E. , 2015/3877 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirketin LPG satış ve dağıtımı işi ile iştigal ettiğini, müvekkili ile davalı arasında düzenlenen sözleşme kapsamında davalıya lpg satışı gerçekleştirildiğini, sözleşmenin 3. maddesinde davalının başka şirketlerden lpg alması halinde 2.000,00 USD cezai şart ödemeyi kabul ettiğini, davalının hiç bir haklı gerekçe göstermeksizin başka şirketlerden lpg almaya başladığını ve Sarıoğlan Noterliği’nin 26/01/2012 tarih ve 89 sayılı fesih ihbarnamesi ile sözleşmeyi feshettiğini müvekkiline bildirdiğini, davalının bu tutum ve davranışı nedeni ile sözleşmenin 3. maddesi kapsamında cezai şart ödemesi gerektiğini, sözleşmenin 9. maddesinde ise sözleşmenin biteceği tarihten iki ay evvel noter kanalıyla sözleşmenin yenilenmemesini talep etmediği takdirde sözleşmenin kendiliğinden iki yıl uzayacağı hükmünün bulunduğunu, bu kapsamda davalının en geç 01/01/2012 tarihinde noter kanalı ile bildirimde bulunması gerektiğini, davalının buna aykırı hareket ettiğini, iki yıllık sözleşme süresi kadar kar mahrumiyeti ödemesi gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL kar mahrumiyeti ve 2.000,00 USD cezai şartın reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının bayilik sözleşmesi kapsamında munzam zarar talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, Rekabet Kurulu’nun 2003/1 sayılı tebliği gereğince 5 yılı aşan bayilik sözleşmelerinin geçersiz sayıldığını, bu sebeple davacı ile davalı arasında imzalanan 02/03/2004 tarihli bayilik sözleşmesinin 29/09/2009 tarihinde kendiliğinden sona erdiğini, sona eren sözleşme ve müvekkili firma tarafından yenilenmediği için ortada geçerli bir sözleşmenin bulunmadığını, davacının talebinin yersiz olduğunu, sözleşmede müvekkilinin davacı şirketten herhangi bir alış taahhüdü bulunmadığını, davacının zararının olmadığını, uzadığı iddia edilen sözleşmenin 2011 yılında 2 yıl daha uzaması halinde sürenin 2013 yılının 3. ayı olacağını, sözleşmenin 26/01/2012 tarihinde sonlandırıldığını, sonlandırılan ve davacı ile çalışılmayan yılın 2013 yılı olduğunu belirterek açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının, sözleşmeyi 26/01/2012 tarihinde yani sözleşmenin 5. dönemi olan 01/03/2011 - 01/03/2013 arası başladıktan sonra feshettiğinden feshinin haksız olduğu, davacının davalıdan, davalının fesih tarihi olan 26/01/2012 ile dava tarihi olan 11/04/2012 arası dönem için mahrum kaldığı kârı isteyebileceği, bu sürenin de 2,5 ay olduğu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre 2,5 aylık kar kaybı alacağının 2.870,27 TL olduğu, ancak davacı tarafın kar kaybı olarak 1.000,00 TL talep ettiği, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 2. maddesine göre ceza-i şarta hükmedilebilmesi için aynı maddede yazılı halin gerçekleşmesi gerektiği, yani 3. maddede yazılı mücbir sebepler dışında her ne sebeple olursa olsun davalının başka şirketlerden LPG alması ve bayilik sözleşmesinin davacı tarafından feshedilmesi gerektiği, EPDK"dan gelen cevaba ve bilirkişi raporuna göre davalının davacı ile aralarındaki sözleşmeyi feshettiği tarih olan 26/01/2012 tarihinden önce yani fesih tarihine kadar başka firmalardan gaz aldığına dair herhangi bir kayda rastlanmadığı, bayilik sözleşmesinin 2. maddesinde belirtilen koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, 1.000,00 TL kar mahrumiyeti bedelinin dava tarihi olan 11/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının cezai şarta ilişkin fazlaya dair talebinin reddine dair verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, fazla yatırılan harcın istek halinde iadesine, 19.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.