11. Ceza Dairesi 2017/5264 E. , 2017/5462 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
5395 sayılı Çocuk Korum Kanunun 23. maddesinde değişiklik yapan, 5560 sayılı Kanunun 40. maddesinin 06.12.2006 tarihinde yürürlüğe girmesi ve suç tarihinin suça konu belgenin düzenlendiği 15.06.2010 tarihi olması karşısında, tebliğnamedeki 1 numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
1-Suça sürüklenen çocuğun Avon satış temsilcisi kayıt formunu müşteki olan annesi adına imzalamak suretiyle özel belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu gözetilerek, suça konu belge aslı getirtilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, bu gözlem sonucunda gerekçeli kararda aldatma niteliğini haiz olup olmadığının tartışılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Kabule göre de;
a-Ayrıntıları Ceza Genel Kurulu’nun 02.03.2010 gün ve 2010/9-47 Esas, 2010/45 Karar sayılı ilamı ile Dairemizin benzer nitelikteki yerleşik kararlarında belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için objektif ve subjektif koşulların bir arada bulunmasının gerektiği, bu şartların suça sürüklenen çocuğun hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını kabul etmesi, daha önce kasıtlı başka suçtan sabıkasının bulunmaması, mahkemece kişilik özellikleri itibariyle ve duruşmadaki tutum ve davranışlarına göre yeniden suç işlemeyeceği yönünde kanaate varılması, suçun işlenmesiyle oluşan mağdur ve kamunun zararının aynen iade, tazmin ve önceki hale getirme suretiyle giderilmesinden ibaret olduğu; duruşma tutanağına ve dosyaya yansıyan olumsuz bir hali bulunmayan, kayden sabıkasız olan, duruşmadaki iyi hali lehine taktiri indirim nedeni yapılan suça sürüklenen çocuk hakkında suç nedeniyle oluşan zararı karşılayıp karşılamadığı araştırılarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünden bir değerlendirme yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Suç tarihinde 15-18 yaş grubu içinde bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 Sayılı Kanun"un 35. maddesi gereğince sosyal inceleme raporu aldırılmaması ve aldırılmama gerekçesinin karar yerinde gösterilmemesi,
3-5237 sayılı TCK"nın 50/3. maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 106/4. maddesinde "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." şeklinde düzenleme yapılmıştır. Hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır. Bu itibarla suça sürüklenen çocuk hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümde kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 12.09.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.