4. Hukuk Dairesi 2019/1381 E. , 2021/2033 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Çorum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalı ... aleyhine 03.02.2015 gününde verilen dilekçe ile Oda Meclis üyeliğinden çekilmiş sayılma kararının iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 17.11.2016 günlü kararın istinaf incelemesinde; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nun 353/1. fıkra (b-1) maddesi gereğince esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 17.03.2017 günlü kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Dava, davacının davalı Oda Meclis üyeliğinin düşürülmesine ilişkin işlemin iptali ile üyeliğin devamına karar verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacının istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince başvuru esastan reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı; davalı Oda’nın ve yasal organlarından olan Oda Meclisinin üyesi olduğunu, 15/12/2014 günü saat 18.00 de yapılması kararlaştırılan son oda meclis toplantısına katılmadığı ve devamsızlık durumunun altı ay içerisinde dört olarak tespit edildiği gerekçesiyle meclis üyeliğinden çekilmiş sayılmasına karar verildiğini, ancak saat 18.15 de geldiği ve bittiğini öğrendiği toplantının kısa sürmesini hayatın olağan akışına uygun ve iyiniyetli bulmadığını, üyeliğinin devam etmesi gerektiğini belirterek, Oda meclis üyeliğinden çekilmiş sayılmasına ilişkin işlemin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Oda vekili; 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 96. maddesinin 6. fıkrası uyarınca, oda organlarında görevli üyelerin özürlü veya özürsüz olarak altı ay içinde yapılan toplantıların yarısından bir fazlasına katılmamaları halinde üyelikten çekilmiş sayıldığını, altı aylık dönemde daha önce üç oda meclis toplantısına katılmayan davacıya toplantı gün, saat ve gündeminin tebliğ edildiği gibi
ayrıca devamsızlığın yasal sonucu hakkında yazılı olarak toplantıdan önce uyarıldığını, meclis üyeliğine ilişkin 15/12/2014 günlü toplantıda alınan bir karar bulunmadığını, toplantı sonrası yapılan incelemede devamsızlık durumu altı ay içerisinde dört olarak tespit edilen davacıya yasal prosedür uyarınca meclis üyeliğinin düşmüş bulunduğunun Oda Meclis Başkanınca 06/01/2015 tarihli yazıyla bildirildiğini, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; yargılamada alınan bilirkişi raporu uyarınca 15/12/2014 tarihli meclis toplantısının usulüne uygun yapıldığı ve iptalini gerektiren bir hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükme karşı davacı istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Anayasa’nın 135. ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 4. maddeleri uyarınca davalı Oda, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olup, yasal organları tarafından alınan idari nitelikteki kararların iptalinde idari yargının görevli olduğu tartışmasızdır.
5174 sayılı Kanun’un 96. maddesinin 6. fıkrası; “Oda, borsa ve birlik organlarında görevli üyeler, özürlü veya özürsüz olarak altı ay içinde yapılan toplantıların yarısından bir fazlasına katılmamaları halinde üyelikten çekilmiş sayılır.” hükmünü içermektedir.
Oda Muamelat Yönetmeliği’nin “Toplantıya katılmamanın sonuçları” başlıklı 25. maddesinde; özürlü veya özürsüz olarak altı ay içinde yapılan toplantıların yarısından bir fazlasına katılmayan meslek komitesi, meclis, yönetim kurulu ve disiplin kurulu ile şube meclisi ve yönetim kurulu üyelerinin üyelikten çekilmiş sayılacağı, altı aylık sürenin organ seçimlerinin kesinleştiği tarihten bir sonraki herhangi bir altı aylık zaman diliminin göz önünde bulundurularak hesaplanacağı, organ toplantıları ile üyelerin bu toplantılara katılımının genel sekreter/şube müdürü tarafından tutulan devam çizelgeleriyle takip edileceği ve bu çizelgelerin ilgili organ başkanı tarafından denetleneceği, bunun sonucunda üyelikten çekilmiş sayıldığı veya üyeliğinin kendiliğinden sona erdiği tespit edilenlerin yerine yönetim kurulu başkanı/şube başkanı veya ilgili organ başkanı tarafından yedek üyelerin çağrılacağı, bu maddenin uygulanmasından ilgili organ başkanlarının sorumlu olduğu öngörülmüştür.
Dosya kapsamına göre; davacının meclis toplantılarına devamsızlık durumunun altı ay içerisinde dört olduğu tespit edilmiş, Oda Meclis Başkanı tarafından yukarıdaki yasal düzenlemelerin uygulanması tahtında işlem yapılmış, üyelikten çekilmiş sayıldığı/üyeliğinin düştüğü 06/01/2015 tarihli yazıyla davacıya bildirilmiştir.
Somut olayda ise davacı, kısa sürdüğü için katılamadığını iddia ettiği son meclis toplantısı nedeniyle düştüğü devamsızlık hali nedeniyle yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca Oda Meclisi tarafından meclis üyeliğinden çekilmiş sayılmasına dair tesis edilen idari kararın/işlemin iptalini ve böylece meclis üyeliğinin devamına karar verilmesini istemektedir. Böyle bir davanın ise idari yargıda görülmesi gerekmektedir. Bir mahkemenin görevli olup olmadığı hususu kamu düzenine ilişkin olup açıkça veya hiç ileri sürülmese de re’sen nazara alınır.
Şu durumda; yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesince yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373. maddesinin 1. fıkrası uyarınca KALDIRILMASINA ve ilk derece mahkemesi kararının aynı Kanun’un 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 31/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.