Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/42 Esas 2017/8887 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/42
Karar No: 2017/8887
Karar Tarihi: 27.11.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/42 Esas 2017/8887 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/42 E.  ,  2017/8887 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.11.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, 138 Parsel saylı taşınmazda hissedar olduğunu, ... ..."nın 22.02.2012 tarihli senet ile ... ..."ya hissesini sattığını, yargılama devam ederken 13.12.2012 tarihinde ise ... ..."nın hissesini ..."e sattığını, davalı ... adına olan hissenin iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    Davalı, fiili taksim iddiasında bulunmuş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
    Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Somut olayda; mahkemece her ne kadar ""duruşmada fiili paylaşım yönünde beyanda bulunan kişilere keşifte tarafların fiili olarak kullandıkları yerleri göstermeleri istenmiş olup, tanıkların fiili kullanım olarak gösterdikleri yerlerin bır kısmının dava konusu parselin dışında yerler olduğu buna ilişkin ... memurunun raporunda bu hususu belirttiği görüldüğü"" gerekçesi ile fiili taksim iddiası reddedilerek, davanın kabulüne karar verilmişse de 26.02.2014 tarihli ... Bilirkişi raporu incelendiğinde dava konusu 138 Parselde tanık beyanlarına göre krokide satıcı ... ..."nın kulladığı yerin belli edilmiş olduğu, ayrıca yine tanık beyanlarına göre satıcı ... ..."nın dava konusu taşınmazda kendisine düşen bir yer olduğu ve yıllar önce burayı ekip biçtiği, ancak sağlık sorunları nedeniyle yatalak olduğundan taşınmazı ile artık ilgilenemediği anlaşılmış olduğundan fiili taksim nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına, 27.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.