12. Ceza Dairesi 2017/5653 E. , 2018/1021 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Maddi tazminat talebinin reddi, manevi tazminat talebine ilişkin davanın kısmen kabulü ile 35.000,00 TL manevi tazminatın davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında dava türü olarak "koruma tedbirleri nedeniyle tazminat" yerine "yakalama veya tutuklama sonrası kyo veya beraat kararı verilmesi halinde tazminat", ibaresine yer verilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekili ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Davacı vekilinin, 23/03/2015 havale tarihli dilekçesi ile maddi ve manevi tazminat miktarlarını ıslah ettiğinin anlaşılması karşısında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 177/2 maddesi gereğince, davacı tarafın bu taleplerinin davalı tarafa bildirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
2- Davacının hissedarı olduğu şirketin zararı ile davacının şahsi zararının birbirinden bağımsız olarak değerlendirilerek davacının tazmin edilebilir gerçek maddi zararının ortaya çıkartılması gerektiğinin anlaşılması karşısında, davacının tutuklu kaldığı dönemde şirketinden aldığı bir maaş olup olmadığı, tutuklanması nedeniyle maaşından kesinti yapılıp yapılmadığı, yine tutuklu kaldığı dönemde şirketinde çalıştığı takdirde alabilecek olduğu maaş, huzur hakkı gibi maddi karşılıklara dair bir alacağının olup olmadığı araştırılarak bu yönde itibar edilecek belge sunulamaması halinde davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden ve hafta sonu, dini ve milli bayram tatilleri nedeniyle indirim yapılmadan hesaplanacak miktarın maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, davacının hissedarı olduğu şirketin, davacı hakkında koruma tedbiri uygulanmaya başlanan 2012 yılından önceki 2011 yılında da zarar ettiği, davacının 2010 yılında Bağ-Kur emeklisi olduğu ve aldığı emekli maaşının asgarî ücretle ele geçenden fazla olduğu gerekçesi ile maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi,
3- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre;
Davacı lehine tayin olunan maddi ve manevi tazminat miktarlarının toplamı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin üçüncü kısmında yer verilen oranlar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, bu miktarın altında kalacak şekilde maktu vekalet ücretine hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, davalı vekili ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak, BOZULMASINA, 05/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.