Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi  tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapılmış, borçlunun imza itirazı üzerine mahkemece Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre imzanın şirket temsilcisi H.B."a ait olduğu belirtilmiş ise de takip konusu bonoya istinaden başlatılan soruşturma dosyasında da savcılıkça Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarından  alınan raporda imzanın H.B."a ait olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu durumda aynı konuda verilen iki ayrı bilirkişi raporlarındaki sonuçlar arasında çelişki giderilmeden yazılı gerekçe ile imzaya itirazın reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir. Adli Tıp Kurumu imza incelemesinde son mercii olmayıp, alınan raporların birinin diğerine üstünlüğü de bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle raporlar arasındaki çelişkinin  konunun uzmanı yeni bir bilirkişi incelemesine başvurulmak suretiyle giderilmesini teminen kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.