12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/19898 Karar No: 2012/37880
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/19898 Esas 2012/37880 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/19898 E. , 2012/37880 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Çorum İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 27/03/2012 NUMARASI : 2011/672-2012/439
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede icra mahkemesine başvurarak, imzaya itiraz ettiği anlaşılmıştır. İİK.nun 170/3. maddesi gereğince icra mahkemesi İİK"nun 68/a-4. maddesine göre yapacağı inceleme sonucunda inkar edilen imzanın “borçluya ait olmadığına” kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir. Mahkemece yaptırılan inceleme sonucunda grafoloji ve sahtecilik uzmanı bilirkişi A.B.ın düzenlediği 13.02.2012 tarihli raporda; Borçlu imzalarının “N” harfini müteakip çizgisel el hareketlerinden oluşmuş, kişilere atfedilebilecek karakteristik hususiyetleri yeterince içermeyen, basit tersimli imzalar oldukları müşahade edildiği, inceleme konusu borçlu imzalarıyla borçlunun mukayese imzaları arasında mevcut olumsuzluğa rağmen yapılan karşılaştırma neticesinde; imzanın inşa"a karakteri imza başlangıcındaki “N” harfinin tersimi, meyili, kaligrafik ve itiyadı yönünden fark tespit edildiği, senetteki imzaların, mevcut mukayese imzalarına kıyasen N.Ö.in elinden çıkmadığı yönünde kanaat oluşmuş ise de, raporda belirtilen olumsuzluklar nedeniyle ileri derecede kesin kanaatta bulunmanın mümkün olmadığı beyan edilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporunda yer alan belirsizliğin borçlu lehine yorumlanmasının zorunlu olduğu, bonodaki imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklı olup, bu iddianın ispat külfeti de alacaklıya ait olduğundan itirazın kabulune karar verildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunun kesin kanaat içermediği ve dolayısıyla hüküm kurmaya elverişli olmadığı görülmektedir. Mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak kesin kanaat içeren bir rapor alınarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.