19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/19965 Karar No: 2020/18042 Karar Tarihi: 08.12.2020
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/19965 Esas 2020/18042 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık müdafi, 27/11/2014 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilen kararı, 25/12/2014 tarihli dilekçesi ile temyiz etmekle, eski hale getirme istemi yerinde görülmeyerek temyiz istemi reddedilmiştir. Katılan vekilinin temyiz istemi ise kabul edilerek, yerel mahkemece verilen mahkumiyet hükmünün 5237 sayılı TCK'nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun'un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının araştırılarak, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu bulunarak hüküm bozulmuştur. Hükümden sonra yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesi ve 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun'un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir. Kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği belirtilmiştir.
19. Ceza Dairesi 2019/19965 E. , 2020/18042 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvuruların süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: I) Sanık müdafiinin temyiz istemine ilişkin olarak; Sanık müdafi, sanığa 27/11/2014 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ olunan kararı, 1412 sayılı CMUK"nun 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra, 25/12/2014 tarihli, eski hale getirme ve temyiz istemi olarak kabul edilen dilekçesi ile temyiz etmekle, eski hale getirme istemi yerinde görülmediğinden, temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca, REDDİNE, II) Katılan vekilinin temyiz istemine ilişkin olarak; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, her ne kadar katılan vekili nakil aracının müsaderesine yönelik temyiz isteminde bulunmuş ise de bu konuda açılmış bir kamu davası ve Mahkemece verilmiş bir karar bulunmadığı anlaşılmakla, sanık hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemine hasren yapılan incelemede; Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, sair yönlerden incelenmeksizin, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 08/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.