2. Ceza Dairesi 2019/14231 E. , 2020/1539 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ..."nun, şikayetçiye yönelik hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından mahkumiyetine dair 18/09/2012 tarihli ve 2010/711 E. 2012/1820 K. sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 10/11/2014 tarihli ve 2014/20674 E., 2014/26168 K. sayılı ilamı ile temyiz isteminin süreden reddine karar verildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/11/2019 tarihli ve 2-2015/77168 sayılı başvurusu üzerine 5271 sayılı Kanun"un 308. maddesi uyarınca itiraz hakkında karar verilmek üzere dosya dairemize gönderilmekle yapılan incelemede;
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesinin, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması gerekirken, sanık ..."ın yokluğunda verilen 18/09/2012 tarihli kararın doğrudan MERNİS adresi ile aynı olan bilinen en son adresine Tebligat Kanun"un 21/2. maddesine göre yapılan tebliği işleminin geçersiz olduğu, öğrenme üzerine 26/03/2014 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/11/2019 tarihli ve 2-2015/77168 sayılı itirazının KABULÜNE,
Dairemizin sanık ... hakkındaki 10/11/2014 tarihli ve 2014/20674 E., 2014/26168 K. sayılı temyiz isteminin reddi kararının KALDIRILMASINA karar verilerek yapılan incelemede;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık ... hakkında kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Bozmaya uyularak yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın atılı suçları işlemediği yönündeki aşamalarda değişmeyen savunmasının aksini gösterir, hakkındaki mahkumiyet hükmü onanan diğer sanık ..."ın atfı cürüm niteliğindeki beyanlarından başka mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden ve atılı suçu işlediğine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu denetime olanak verecek şekilde açıklanmadan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 23.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.