
Esas No: 2016/15261
Karar No: 2017/2786
Karar Tarihi: ...04.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/15261 Esas 2017/2786 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 750 ada 75 parsel sayılı ....613,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın .../B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve davalı ... ..."ın kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak çekişmeli taşınmazda zilyet olduğunun tespiti istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davalı ... ...’ın vefatı üzerine mirasçıları davaya dahil edilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli 750 ada 75 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacının zilyet olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taraf tanıkları genel anlamda her iki tarafın da iddia ve savunmasını destekler mahiyette ifade verdikleri için taraflarca sunulan belgeler ve resmi kurumlar tarafından düzenlenen kayıtlara itibar edildiği (vergi ödemeleri, ecrimisil makbuzları vs.) gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye elverişli bulunmamaktadır.
Dava, 3402 sayılı Yasa"nın Ek-... maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Davacı, çekişmeli taşınmazın kendi zilyetliğinde olduğu, hayvan damı ve içerisindeki evle birlikte kendi zilyetliğinde bulunduğu iddiasıyla dava açmış; davalı ... ... ise, dava konusu taşınmazın yalnızca bir bölümünün davacının kullanımında bulunduğu, kalan bölümünün ise kendisi tarafından ve komşu parsel malikleri tarafından yol olarak kullanıldığı, bu nedenle taşınmazın tümü yönünden zilyet olduğuna ilişkin iddianın doğru olmadığını savunmuştur. Mahallinde ........2015 tarihinde harita, inşaat ve zirai(mülk) bilirkişiler ile davacı ve davalı tanıkları eşliğinde keşif yapılmış; yapılan keşif sonucu teknik bilirkişilerce müştereken düzenlenen ........2015 tarihli raporda, davacının kendi kullanımında bulunduğunu iddia ettiği ve krokisinde (A) ile gösterilen evin ve (B) ile gösterilen yemliğin dava konusu parsel dışında bulunduğu, (C) ve (D) ile gösterilen hayvan damlarının yalnızca bir bölümünün, (E) ile gösterilen çoban evinin ise tamamının çekişmeli taşınmaz içerisinde kaldığı belirtilerek yalnızca iddia edilen yapı niteliğindeki muhdesatlara ilişkin olarak değerlendirme yapılmış olup, bu yapılar haricinde taşınmazın hangi surette kullanıldığı ve zilyetliğin ekonomik amaca uygun olup olmadığı raporda açıklanmadığı gibi, taşınmaz üzerinde bulunan yapılar haricinde zirai muhdesat olup olmadığı, zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğüne dair alınan beyanlar da yetersizdir.
Hal böyle olunca, davacı tarafın taşınmazda fiili kullanımının olduğunun taşınmazın maliki olan davalı Hazine"ye karşı da kanıtlaması gerektiği ve taraflarca ibraz edilen ve tek başına zilyetliği kanıtlamaya yeterli olmayan emlak vergisi makbuzları esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilemeyeceği düşünülmeli, tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili tüm delilleri toplanmalı, taşınmaz başında fen ve zirai bilirkişi, mahalli bilirkişi ve zilyetlik tanıkları ve 6100 sayılı HMK"nın 31. maddesi uyarınca Hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında gerektiğinde tutanak bilirkişileri de tanık olarak çağrılmak suretiyle taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, taşınmazın tümüne ilişkin zilyetlik tespiti istendiği dikkate alınarak, yapı niteliğindeki muhdesatlar haricinde kalan taşınmaz bölümlerinin de kim tarafından, hangi surette kullanıldığı, kullanımın ekonomik amaca uygun olup olmadığı mahalli bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı sorularak saptanmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan veren; zirai bilirkişiden ise taşınmazın niteliğini açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden dahili davalıya iadesine,
....04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.