1. Hukuk Dairesi 2014/6387 E. , 2015/3653 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ALANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2010/130-2013/234
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacı, mirasbırakan ................’ın, vasi atanmadan kısa bir süre önce ve mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 984 ada 119 parsel sayılı taşınmazı kiracısı davalı ................’e, 984 ada 103 parseli vekili oğlu Süleyman eliyle davalı gelini Bedia’ya, yine 988 ada 118 parsel sayılı taşınmazı da önce oğlu Süleyman’a, ondan da Süleyman’ın eşi gelini davalı Bedia’ya satış suretiyle temlik ettiğini, satışların gerçek olmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında 01.06.2010 tarihli beyanıyla, davada muris muvazaası hukuksal nedenine dayandığını bildirmiştir.
Davalı .................., davanın zamanaşımı ve hak düşürücü sürede açılmadığını, dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, iddiaların doğru olmayıp, yazılı belge ile kanıtlanması gerektiğini diğer davalılar, davalı Süleyman kayıt maliki olmadığından kendisine husumet yöneltilemiyeceğini, davalı .................’in bir borç ödemesi yapmadığı gibi satış bedelini de vermediğini, murisin bakım ve tedavisi ile davalı Bedia’nın ilgilendiğini, dava konusu yerlerin davalı Bedia’ya satışının gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği ve dosyada mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayandığı sonucuna varılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.4.1990 gün ve 1990/1–152, 1990/236 sayılı kararında vurgulandığı gibi, davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Hukuki sebeplerden bir tanesinin diğer hukuki sebebin incelenmesine olanak verir niteliği bulunduğu sürece önem ve lüzum derecesine göre birden fazla hukuki sebep aynı davada inceleme ve araştırma konusu yapılabilir. Dayanılan nedenlerden birinin ehliyetsizlik olması halinde ise, kamu düzeniyle ilgili bulunması ve ehliyetsizliğin saptanması halinde öteki nedenlerin incelenme gereğinin ortadan kalkacağı hususları dikkate alındığında öncelikle bu neden üzerinde durulması gerektiği kuşkusuzdur. O halde, mahkemece, belirtilen hususlarda gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir” gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.02.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat gelmedi, temyiz edilen dahili davalı Aydoğan Turizm Taahhut Tic.ve San. A.Ş. vekili Avukat A...... O............. geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalı B.. K.. vekili Avukat, temyiz edilen davalı F.. A.. vekili Avukat, davalı S.. K.. vekili Avukat gelmediler yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .............. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 30.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edenden alınmasına ve aşağıda yazılı 27.70.-TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.