
Esas No: 2014/7390
Karar No: 2015/7827
Karar Tarihi: 01.12.2015
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/7390 Esas 2015/7827 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesinin uzatılması davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, boya sektöründe faaliyet gösteren müvekkili şirketin Doğu Anadolu bölgesinin en büyük boya üreticisi olduğunu, ancak global ekonomik kriz nedeniyle şirketin borca batık hale geldiğini, şirket özvarlığının –224.743,80 TL olduğunu, ancak sundukları iyileştirme projesi ile borca batıklıktan kurtulabileceğini belirterek mahkemeden iflas erteleme talep ettiklerini, mahkemece bir yıl süreyle iflasın ertelenmesine karar verildiğini, iflas erteleme kararından sonra müvekkili şirketin borçlarını yapılandırdığını, takvime uygun şekilde ödemelerini yaptığını, çalıştırdığı işçi sayısı ile önemli bir istihdam sağlamaya devam ettiğini ileri sürerek, 31.12.2010 tarihinden itibaren iflas ertelemenin bir yıl süre ile uzatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahil vekilleri, yasal şartları oluşmayan iflas erteleme talebinin reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, iflas ertelemenin uzatılması talebinin reddi ile davacı şirketin iflasına dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine ....... .. 14.02.2013 tarih ve 2012/5623 E., 2013/825 K. sayılı ilamıyla, mahkemece hükme esas alınan son bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığı, öncelikle şirketin varlıklarının (taşınır ve taşınmaz mallar, hammaddeler, stoklar, taşıtlar vesair) rayiç değerlerinin (satış değerlerinin) konusunda uzman teknik bilirkişi heyetince belirlenmesi, şirketin pasiflerinin tespit edilmesi, buna göre şirketin borca batıklık bilançosunun düzenlenmesi gerektiği, daha sonra konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından şirketin borca batık durumda olup olmadığı, şayet borca batık durumda ise, iyileştirme projesinin yeterli ve inandırıcı olup olmadığı noktasında inceleme yapılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, davacı yararına bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yangılama sonunda, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; iflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için iflas erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık olması ve mali durumunu iyileştirme ümidinin bulunması gerektiği, davacı şirket lehine verilen 31.12.2009 tarihli iflasın ertelenmesi kararından sonraki bir yıllık erteleme süresince davacı şirketin iyileştirme projesinde belirttiği %20 kârlılık rakamını yakalayamadığı ve bir yıllık iflas erteleme döneminde 103.098,27 TL zarar ettiği, yine davacı şirketin borca batıklık
bilançosunun düzenlenmesi, şayet borca batık ise iyileştirme projesinin yeterli ve inandırıcı olup olmadığı noktasında inceleme yapılması amacıyla ilk iflas ertelenmesi tarihinden iflas ertelemenin uzatılmasını talep tarihine kadar, mizan, tüm defter ve belgeler ile detay mizanda bulunan tüm hesapların muavin dökümlerinin bilirkişi heyetince istenmesine rağmen bunların ibraz edilmediği, bu durumda davasını ispat edemediği gerekçesiyle, iflas erteleme talebinin reddi ile davacı şirketin iflasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, iflasın ertelenmesinin uzatılması istemine ilişkindir.
İflas davalarında görev, kamu düzeni ile ilgili olduğundan mahkeme tarafından re"sen dikkate alınmalıdır.
İİK"nın 154/son maddesi " Şu kadar ki, iflas davaları için yetki sözleşmesi yapılamaz ve iflas davası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır." hükmünü içermektedir. Bu madde hükmü, iflas ertelenmesi isteminin dayanağı olan 179. madde ile aynı fasılda yer aldığından ve İİK"nın 181. maddesi kapsamında kaldığından, işbu davada uygulanması gerekmektedir.
6100 sayılı HMK"nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HUMK"nın 428/2. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak bozma nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça temyize gelmese dahi temyiz mahkemesince re"sen gözetilmelidir.
Dava, 09.07.2008 tarihinde .. ... Asliye Hukuk Mahkemesi"ne ticaret mahkemesi sıfatıyla açılmış ve bu sıfatla davaya bakılmış ise de, karar tarihinden sonra, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu"nun 23.07.2015 tarih ve 1157 sayılı kararı ile ... ... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 03.08.2015 tarihinde faaliyete geçirilmesine, Başkan ve Üyelerinin atanmasına karar verilmiş olup, mahkemece, HMK"nın 114/1-c maddesi hükmü uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın anılan Yasa"nın 115/2. madde hükmü uyarınca usulden reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.