MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından duruşmanın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, ev satın almak isteyen davalıya uygun bir ev bulduğunu, dava dışı yüklenici... ile dairenin 135000 TL ye alınması konusunda davalı adına anlaşma yaptığını, davalının ev peşinatı olarak kendisine toplamda 72.250,00 TL yi banka havalesi ile gönderdiğini, 70.000 TL sini yüklenici...a daire peşinatı olarak ödediğini, davalının evi almaktan vazgeçmesi üzerine peşinat olarak yükleniciye verilen 70.000 TL için yüklenicinin 2 adet 35.000 TL bedelli senedi imzalayarak davalının yeğeni ... verdiğini, kendisinde kalan 2250 TL yi davalının yeğeni ... elden ödediğini, yüklenicinin senetleri ödememesi üzerine aleyhine davalı tarafından icra takibi başlatıldığını, takibe süresi içinde itiraz edemediğini, takibin kesinleştiğini ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıya adına ev satın alması için para gönderdiğini, ev satın alınmadığı gibi gönderilen paranın da iade edilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının davalı ile dava dışı yüklenici arasındaki daire satın alma aktinin tarafı olmayıp aracı (yardımcı) durumunda olduğu, davalıya dava konusu borcun bulunmadığı, ödenen paranın kendisinden talep edilemeyeceği gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı adına ev satın almak için dava dışı yüklenici ile anlaştığını, davalının toplamda gönderdiği 72250 TL nin 70.000 TL sini yükleniciye peşinat olarak
2013/27478-2014/2289
verdiğini, davalının evi satın almaktan vazgeçmesi üzerine, yüklenicinin iki adet 35000 TL senet düzenleyerek davalının yeğenine verdiğini, kalan 2250 Tl yi elden davalının yeğenine ödemesine rağmen davalının aleyhine icra takibi başlattığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi iddiası ile eldeki davayı açmıştır. Mahkeme ise tanık deliline dayanarak eldeki davayı kabul etmiştir. TMK.nun 6.maddesine göre ispat külfeti davacıdadır. HUMK’nun 288. ve devamı maddeleri gereği (Yeni HMK"nun 200. ve devamı maddeleri) miktar itibariyle ve karşı tarafın açık muvafakati olmadığından olayda tanık dinlenemez, dinlenen tanık beyanlarına dayanılarak karar verilemez. Kaldı ki davalı alacaklı olduğunu davacınında kabulünde olan takibe dayanak yazılı belge ile ispat etmiştir. Bu belgenin aksini iddia eden davacının borçlu olmadığı yönündeki savunmasını yazılı delille ispat etmesi gerekir. Davacı yazılı delille iddiasını ispatlayamamış ve yemin deliline de dayanmamıştır. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz edilen hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 1.078,00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.