MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Temyizin kapsamına göre; sanık hakkında mağdur ..."a karşı dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmü hariç tutularak yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık ve Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;
Ancak:
1- Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümler yönünden; sanık ... hakkında sahte yeşilkart vizesi yapmak/yaptırmak suçundan açılan kamu davasında, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nun “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği de gözetilerek, açıklanan ilkeler doğrultusunda sanığın fiilinin bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden, her bir mağdur aile ve fertleri açısından, zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan üç ayrı hüküm kurulması,
2-Dolandırıcılık suçundan kurulan hükümler yönünden; sanığın, mağdurlar ..., ... (... ailesi) ve ..."a (... ailesine) yönelik olarak hileli hareketlerinden dolayı zincirleme şekilde iki ayrı dolandırıcılık suçunu işlediğinin kabul edildiği olayda, mağdur ... ve ... beyanlarından, farklı tarihlerde sanık ile görüşerek vize işlemlerini yaptırdıklarının ve dosya kapsamından sanığın aldatıcı hareketlerinin aile fertlerine karşı olmayıp sadece adı geçen mağdurlara yöneldiğinin anlaşılması karşısında, olayda 5237 sayılı TCK"nun 43/2. maddesinin unsurlarının oluşmadığı, ancak kandırıcı eylemin muhatabı olan mağdur sayısınca (..., ... ve ...) dolandırıcılık suçunun oluşacağı gözetilmeden, zincirleme suç hükümleri uygulanmaksızın dolandırıcılık suçundan üç ayrı hüküm kurulması gerekirken, dolandırıcılık suçundan zincirleme şekilde iki ayrı mahkumiyet hükmü kurulması,
3- Kabul ve uygulamaya göre de;
a)Dolandırıcılık suçları yönünden, sanık hakkında verilen gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında TCK’nın 52/2. maddesinin yanında uygulama koşulları bulunmayan TCK’nın 50/1-a maddesinin de uygulama maddesi olarak ayrıca gösterilmesi,
b)Tüm suçlar yönünden, T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, aynı Yasanın 326/son maddesinin gözetilmesine, 18.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.