KARAR Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre ve dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriğine göre ve hüküm tefhim edildikten sonra verilip, hükmü tamamen değiştiren ek kararın niteliği gereği hukuki değerden yoksun olduğu belirlenerek yapılan incelemede; 1- Sanık hakkında tefhim edilen kısa kararda dosyadaki diğer sanıklardan ... ilişkin hükümlerin açıklanması suretiyle, gerekçeli kararla kısa karar arasında çelişki yaratılması, 2- Tanıklardan ...’nin aşamalarda sanığın müştekiye yönelik bir eyleminden söz etmeyip sadece tarafları ayırmak için araya girdiğini aktarması ve yine tanık ...’nın da sanık aleyhine bir anlatımının bulunmaması karşısında, CMK’nın 230/1-b maddesi gereğince hangi beyana hangi gerekçeyle üstünlük tanındığı, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair hükme esas alınan delillerin nelerden ibaret olduğu açıklanmadan, yetersiz gerekçeyle hükümlülük kararı verilmesi, 3- Kabule göre de; a- Sanık ile dosyadaki bir kısım diğer sanıkların katılanın küfür ettiğine dair anlatımları karşısında, olayın çıkış nedeniyle gelişimi ve ilk haksız hareketin kimden geldiğine ilişkin bir değerlendirmede bulunulup sonucuna göre haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması, b- Sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının kanuni sonucu olarak, TCK"nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına karar verilmemesi, Kanuna aykırı ve sanık ... ve müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11.04.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.