23. Hukuk Dairesi 2015/2006 E. , 2015/7823 K.
"İçtihat Metni" Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl dava şirketin feshi ile birleşen iflas davalarının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. Z.. E.. gelmiş, davalılar tarafından gelen olmadığından, onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı vekili, davalılardan L.. E.. aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibine geçildiğini, icra dosyalarının kesinleştiğini, borçlunun davalı B.. Ş..nde mevcut hisseleri üzerine haciz konulduğunu, ortağın borcundan dolayı şirket mallarının haczinin mümkün olmadığını, şirketin feshinin istenmesi gerektiğini, şirket ve şirket ortaklarına karşı TTK"nın 522. maddesi uyarınca şirketin feshinin ihbar edildiğini ileri sürerek, şirketin feshini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalı şirketin, alacaklılarından mal kaçırdığını, borca batık olduğunu ileri sürerek, şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, şirketin iflasına dair verilen karar ..... ... 13.12.2011 tarih ve 4390 E., 2556 K. sayılı ilamı ile, davacının talebinin TTK’nın 522. maddesine dayalı şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olduğu, mahkemece bu madde gereğince inceleme yapılmadan, talep dışına çıkılarak karar verilmesinin doğru olmadığı, davacı, davalı şirketin İİK’nın 177. maddesi gereğince iflasını talep etmiş ise de, bu maddedeki hangi bende dayandığını açıkça bildirmediği, bu konuda ıslah talebinin de bulunmadığı nazara alınmadan ve bu talebi içerir dilekçenin ibraz ve tebliğinden sonra davalının dilekçeyi inceleyerek beyanda bulunma isteminin reddedilmesinin doğru olmadığı, davalı şirketin devredildiği bildirilmesine rağmen mahkemece, bu konuda araştırma yapılmamasının doğru olmadığı, kabule göre ise İİK’nın 177. maddesi gereğince iflasa karar verebilmek için iflas talebinin ilanı, müflisin dinlenmesi gibi şartlara riayet edilmemesinin, şirketin İİK’nın 185. maddesi gereğince iflasına karar verilmiş ise de, bu maddenin somut olayla ilgisi bulunmadığı gibi, diğer davalılar hakkında da bir karar verilmemesinin isabetli olmadığı, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Asıl dava, TTK"nın 552. maddesine dayalı olarak davalı şirketin feshi ve tasfiyesi; birleşen dava, İİK"nın 177. maddesine dayalı iflas istemine ilişkindir. Her iki dava da basit yargılama usulüne tabi ise de; iflas davaları HMK"nın 103. maddesi uyarınca adli tatilde görülecek ve özellik arzeden işlerden olup, asıl dava yönünden böyle bir özellik bulunmadığı gibi, iki davanın temyiz süreleri ile temyiz incelemesinde görevli Yargıtay daireleri de farklılık arzetmektedir. Açıklanan nedenlerle, mahkemece iki davanın birlikte görülmeleri usul ve yasaya uygun olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi