17. Hukuk Dairesi 2017/3758 E. , 2018/2788 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından katılma yoluyla ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R -
Davacı vekili, davalıya zorunlu trafik sigortalı araçta yolcu olan müvekkilinin tek taraflı trafik kazası sonucu malul kaldığını, davalının müvekkiline 16.512,00 TL tazminat ödemesi yaptığını, ödemenin yetersiz olduğunu beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000,00 TL maddi tazminatın 02.10.2009 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 16.264,39 TL’ye yükseltmiştir.Davalı davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile 16.264,39 TL tazminatın 8.000,00 TL"sinin 12/10/2009 tarihinden, kalanın ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan (limitle sınırlı) tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından katılma yoluyla ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, hatır taşıması iddiasının süresinde ileri sürülmemiş olmasına göre, davacı vekili ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. 2918 Sayılı KTK"nin 99/1. maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"nın B.2.b maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlenmiştir. Bu sebeple usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrüdünden söz edilemez.
Davacı ıslah dilekçesinde talep edilen tüm maddi tazminat için 2.10.2009 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini talep etmiş, mahkemece 12.10.2009 tarihinden ve ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Geri çevirme ilamı ile dosya arasına aldırılan hasar dosyasına göre davacının davalı tarafça istenen birtakım eksik evrakları sunduğu dilekçesi davalı tarafa 17.12.2010 tarihinde ulaşmıştır. Bu tarihe 8 işgünü eklenerek tespit edilecek tarihten itibaren alacağın tamamı için faize hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir. Ne var ki, faizin başlangıç tarihi konusundaki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 Sayılı H.M.K.nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle HUMK.nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
3-Hükmün gerekçesinde maddi zararın 16.264,39 TL yerine 16.234,39 TL olduğunun yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1) nolu bendindeki "8.000,00 TL"sinin 12/10/2009 tarihinden, kalanın ıslah" ibareleri çıkartılarak yerlerine "30.12.2010 temerrüt" ibarelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 20.3.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.