Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/791 Esas 2015/7819 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/791
Karar No: 2015/7819
Karar Tarihi: 01.12.2015

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/791 Esas 2015/7819 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/791 E.  ,  2015/7819 K.
"İçtihat Metni"



MAHKEMESİ:.... Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki asıl ve karşı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve karşı davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davacı-karşı davada davalı vekilince duruşmalı, asıl davada davalı-karşı davada davacı ile asıl davada davalı vekilinin duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davalı-karşı davada davacı vekili gelmiş, diğer taraflardan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Taraflar arasındaki asıl ve karşı dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi nedeni ile tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya içeriğine göre; davalı yüklenici ile davalı arsa sahibi arasında 27.04.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı dava ve sözleşme konusu 3 no"lu parselin arsa sahibi davalı tarafından diğer davalı kardeşine 20.08.2010 tarihinde satıldığı ancak adı geçen parselin üzerinde komşu dava dışı 4 no"lu parselle tevhit işlemi yapılmadan inşaat yapılmasının mümkün olmadığı 4 no"lu parsel üzerinde de halen bina bulunduğu, sözleşmenin bu nedenle baştan itibaren yürürlüğe girmesinin imkansız ve geçersiz olduğu bu nedenle taraflar yönünden borç ilişkisinin kurulduğunun kabul edilemiyeceği, sözleşmenin ifasının imkansız olduğu, taraflarca bilinen ve bilinmesi gereken önemli unsur olduğu, davacı yüklenicinin tacir olması nedeni ile taşınmazın tüm imar durumunu araştırması gerektiği, arsa sahibinin de bunu bilecek durumda olduğu, tarafların sözleşmenin geçersizliği nedeniyle aldıklarını iade ile yükümlü olup tazminat talep hakkı bulunmadığı nedeniyle davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
Davalı yüklenicinin taraflar arasında imzalanın 27.04.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 2. maddesi uyarınca belirlenen sürede projeyi ilgili belediyeye sunmadığı, davalı ise bu hususta davalı yükleniciye temerrüt ihtarı keşide etmediği, gibi dava konusu taşınmazı 20.08.2010 tarihinde kardeşi olan diğer davalıya devir ettiği anlaşıldığından tarafların her ikisininde somut durumdan sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Davalı ile yüklenici firmanın yetkilisi arasında imzalanan 11.10.2012 tarihli "sözleşme" başlıklı belge ise, hem şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmemesi hem de imar durumdaki değişiklik nedeniyle, ifasının imkansız olması nedeniyle geçerli olarak kabul edilemez.

Hâl böyle olunca, mahkemece açıklanan gerekçe ile davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiş ise de, sonucu itibari ile doğru olan hükmün 1086 sayılı HUMK"nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilmek sureti ile onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün 1086 sayılı HUMK"nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilmek sureti ile ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan asıl davada davalı-karşı davada davacı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davacı-karşı davada davalıdan alınarak asıl davada davalı-karşı davada davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.