11. Ceza Dairesi 2020/2358 E. , 2021/1251 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme, defter ve belgeleri gizleme
HÜKÜM : Mahkumiyet, karar verilmesine yer olmadığı
Sanık hakkında 08.10.2013 tarihinde verilen ilk hükmün, sanığa 09.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği, hükmün Cumhuriyet savcısının temyizi üzerine 2012 takvim yılıyla sınırlı olarak temyiz incelemesinin yapıldığı, sanık müdafinin 08.10.2013 tarihli ilk hükme yasal süresi içinde 13.11.2013 tarihinde muhabere yoluyla Gaziosmanpaşa Asliye Ceza Mahkemesi kanalıyla gönderdiği temyiz dilekçesinin dosya içerisinde ve UYAP sisteminde bulunmadığı için sanık müdafinin temyiz talepleri yönünden inceleme yapılmadığı anlaşıldığından; mahkemenin 08.10.2013 tarihli ilk hükmüne yönelik sanık müdafi ile 14.05.2019 tarihli son hükme yönelik katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelemesinde;
1- Katılan vekilinin 2012 takvim yılına ilişkin sahte fatura düzenleme suçundan karar verilmesine yer olmadığına dair 14.05.2019 tarihli hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Hükümden önce 05.08.2017 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nin 291. maddesinin 1.fıkrasında düzenlenen ve Bölge Adliye Mahkemelerinin kararlarına karşı yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği, ancak Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay"dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Yasanın 8.maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK’nin 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK"nin 310. maddesi uyarınca da temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden temyiz süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifade kullanılmış ise de katılan vekilinin 03.06.2019 tarihinde elektronik posta ile tebliğ aldığı hükme karşı mahkemenin bildirdiği 15 günlük süreden sonra 24.06.2019 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmakla temyiz isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Sanık müdafinin 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme sularından kurulan 08.10.2013 tarih, 2012/883 Esas ve 2013/813 Karar sayılı mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
“2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarının Kanun’daki cezasının türü ve üst sınırına göre 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
3- Sanık müdafinin 2009-2010-2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçları ile 2012 takvim yılında defter ve belge gizleme suçundan kurulan 08.10.2013 tarih, 2012/883 Esas ve 2013/813 Karar sayılı mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde ;
a) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3, 5271 sayılı CMK’nin 34/1, 230, 232 ve 289/1-g. maddeleri gereğince mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması, Yargıtay"ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçede iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılıp değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın fiillerinin ve yüklenen suçların unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden gerekçeden yoksun olarak hüküm kurulması,
b) Defter ve belgeleri gizlemek suçunun oluşabilmesi için, bunların vergi incelemesi amacıyla ibrazının istenmesi gerektiği, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Boğaziçi Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığından defter ve belge isteme yazısının aslının veya onaylı örneğinin getirtilmesi istenmesine rağmen 22.07.2019 tarihli gelen yazı ile defter ve belge isteme yazısının bulunmadığının belirtildiği anlaşılmakla; yasal unsurları itibarıyla oluşmayan "defter ve belgeleri gizleme" suçundan sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırı,
c) Kabule göre de ; Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz talepleri bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 10.02.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.