1. Hukuk Dairesi 2014/4570 E. , 2015/3619 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ÇAL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/09/2013
NUMARASI : 2012/100-2013/171
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil, eski hale getirme davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, el atmanın önlenmesi ecrimisil ve eski hale getirme isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, 1024 ve 1025 parsel sayılı taşınmazlara müdahalenin belirlendiği gerekçesiyle davalıların elatmalarının önlenmesine ve eski hale iade ile kısmen ecrimisile, 1023 parsel hakkındaki davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Ne var ki, mahkemece kurulan hükmün infaz kabiliyeti taşıdığını söyleyebilmek mümkün değildir.
Davacının, kayden maliki olduğu 1023, 1024 ve 1025 parsel sayılı taşınmazlar bağ dikmek suretiyle davalılar tarafından müdahale edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı, dava konusu parsellerde yapılan keşif sonrasında harita mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 22.02.2013 tarihli rapor ile aynı bilirkişi tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan ek raporda tarafların itirazlarına yeterli cevap verilmediği, raporlar arasında farklılığın neden kaynaklandığının saptanmadığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 269. maddesi uyarınca bilirkişilerin görevlendirildikleri ve bilgisine başvurulan konularda açık Yargıtay denetimine elverişli ve infaza kabil şekilde rapor düzenlemeleri gerekir, hükme esas alınan raporun bu nitelikte olduğu söylenemez.
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. maddesinde belirtildiği üzere, mahkemelerce verilen kararların, her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunması gerekeceği kuşkusuzdur. Anılan husus kamu düzeniyle ilgili olup, temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında gözetilmelidir.
Somut olayda, ilk rapor ile ek rapor arasındaki farklılığın neden kaynaklandığı saptanmamış ve tecavüz yeri infaza imkanı sağlayacak şekilde belirlenmemiştir.
Hal böyle olunca, harita mühendisi sıfatını haiz 3 kişilik uzman bilirkişi aracılığı ile yerinde keşif yapılarak bilimsel verilere uygun, hüküm vermeye ve denetlemeye elverişli, infaz kabiliyeti bulunan rapor alınması, davacının taşınmazına davalıların bir müdahalesinin olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken; eksik soruşturma ile yetinilerek çelişkili, denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.