20. Hukuk Dairesi 2016/2977 E. , 2017/8370 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılardan ... ve katılan Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 04/04/2012 tarih ve 2011/17490-2012/5084 sayılı bozma kararında özetle: “Davacı temyizi yönünden; dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi tarafından eski tarihli resmi belgelerin uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme sonucu çekişmeli taşınmazlardan 111 ada 123, 131 ada 82 parseller ile 112 ada 77 parselin (B) bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu gibi, gerçek kişilerin temyiz itirazlarının 7. Hukuk Dairesinin 2006/3123-3460 sayılı kararıyla reddedilerek kesinleştiği, hükmün Hazine temyizi ile ilgili olarak bozulduğu anlaşıldığına göre, davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının reddi ile bu parsellere yönelik hükmün onanması gerekmiştir.
Hazinenin 112 ada 77 parselin (A) bölümü, 123 ada 21, 113 ada 127 ve 129, 118 ada 66, 111 ada 60, 61 ve 62 parsellere yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı ve davalılar yararına zilyetlik yolu ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle hüküm kurulmuşsa da yapılan araştırma inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme esas alınan uzman bilirkişi raporlarında, çekişmeli taşınmazların 1960 tarihli memleket haritasında açık alanda yer aldığı açıklanmıştır. Ancak, taşınmazların tümünü birarada gösteren kadastro paftası getirtilip hem eski hem de daha yakın tarihli memleket haritası üzerine aplike edilmesi gerektiği halde, sadece eski tarihli harita incelenmiş, taşınmazlar birarada gösterilmemiştir. Bundan ayrı; 06.10.2010 günlü keşif gözleminde 112 ada 77 parsel ile 113 ada 129 parsellerde kullanım bulunmadığı, yabani otluk ve kayalık niteliğinde olduğu bildirildiği halde ziraat uzmanından görüş alınmamıştır. O halde; mahkemece yeniden yapılacak keşifte, öncelikle taşınmazları birarada gösteren kadastro paftası ile tespit tarihinden 15-20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ve orijinal renkli memleket haritaları getirtilip, stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin ne olduğu belirlenmeli, taşınmazlar orman değilse, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü, kimden kime geçtiği ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak sorulup saptanmalı, ziraat uzmanından bu konuda bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı, bundan sonra toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda davacıların ve Hazinenin davasının reddine, çekişmeli 11 ada 60, 61 ve 62, 113 ada 127 ve 129, 123 ada 21, 118 ada 66 ve 112 ada 77 sayılı parselin (A) harfi ile işaretli 916,51 m2"lik bölümünün tespit gibi muris ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacılardan ... ve katılan Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 1993 yılında 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmış, bu çalışma eldeki dava nedeniyle kesinleşmemiştir.
1)Davacılardan ...’in temyiz itirazları incelendiğinde; ...’in dava konusu taşınmazların kök muris ...’dan intikal ettiği ve mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu kendisine bırakıldığı yönündeki temyiz itirazlarının 7. Hukuk Dairesinin 2006/3123-3460 sayılı kararıyla reddedilerek kesinleştiği, hükmün Hazine temyizi ile ilgili olarak bozulduğu anlaşıldığına göre, davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2)Katılan Hazine vekilinin çekişmeli taşınmazlardan 113 ada 129 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları incelendiğinde; söz konusu taşınmazın mahkemece yapılan 2014 tarihli son keşifte dinlenen mahalli bilirkişi, tutanak bilirkişileri ve tanık beyanlarına göre yaklaşık 30 yıldır kullanılmadığı (1984’ten bu yana) belirtilmiş olup, hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda da taşınmazın evveliyatı tarım arazisi olsa da uzun süredir kullanılmadığı gerekçesiyle ham toprağa dönüştüğü kısmen de çalılık türü bitkilerle kaplı olduğu belirtilmiş olduğundan, temyize konu eldeki davanın kadastro tespitine itiraz davası olduğu ve 1995 yılında açıldığı dikkate alındığında, kadastro tespit tarihi itibariyle taşınmaz üzerinde davacı ve davalı gerçek kişiler yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda tereddüt meydana gelmiştir. Bir başka deyişle keşifte dinlenen kişilerin beyanına göre taşınmazın davanın açıldığı tarih itibariyle 11 yıldır kullanılmadığı anlaşılmakdadır. Dairenin 2011/17490 Esas sayılı bozma ilamında da, çekişmeli taşınmazın kullanılmadığı, yabani otluk ve kayalık olduğu keşifte gözlemlendiğinden davacı ve davalı kişiler lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması için tespit tarihinden geriye doğru 15-20 yıl önceki memleket haritaları ve hava fotoğraflarının incelenmesi gerektiğinden bahsedilmiş ise de mahkemece bozma gerekleri tam yerine getirilmemiştir.
O halde; öncelikle mahkemece kadastro tespit tarihinden 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları, bu hava fotoğraflarından yararlanılarak üretilen memleket haritaları ve varsa amenajman planı ve fotogrametri yöntemiyle kadastro çalışmalarına altlık olarak düzenlenen kadastro paftası getirtilip, mahkemece halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, bir fen elemanı ve ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi aracılığıyla mahallinde yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte
çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın niteliği, toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, bu haritalar komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte aynı haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, bilirkişilere hava fotoğrafları ve dayanağı haritaları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, raporlarında taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, taşınmaz üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği, ağaçların yaşları, kapalılık oranı, dağılım oranı, tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı hususları ile ilgili açıklama yapmaları istenmelidir.
Ayrıca yerel bilirkişi ve zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; taşınmazın kullanılmadığı sürenin zilyetliğin iradi terki olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği tartışılmalı, toplanacak deliller ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiş ve hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
3)Katılan Hazine vekilinin çekişmeli taşınmazlardan 113 ada 129 parsel harici diğer dava konusu taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında olmayıp adına tescil kararı verilen kişiler lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek hüküm kurulmuş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: 1- Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle davacı ...’in temyiz itirazlarının REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
2- İkinci bentde açıklanan nedenlerle, katılan Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA,
3- Üçüncü bentde açıklanan nedenlerle, katılan Hazinenin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA 25/10/2017 günü oy birliği ile karar verildi.