
Esas No: 2017/3197
Karar No: 2017/8779
Karar Tarihi: 23.11.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/3197 Esas 2017/8779 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.04.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 11.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 02.03.2005 ve 08.03.2005 tarihinde noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri uyarınca, 792, 796 ve 7130 ada 3 parsel (eski 626 parsel) sayılı taşınmazlarda davalılar adına olan hisselerin tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili satış vaadi sözleşmesi ile alıcı olan kişileri tanımadıklarını, gerektiği takdirde uzlaşma için süre talep ettiklerini beyan etmiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davalılar ..., ... ve..."in vefat ettikleri, davaya konu 792, 796 ve 7130 ada 3 parsel sayılı taşınmazlardaki hisselerinin iştirak halinde bulunduğu, bu nedenle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunmadığı anlaşılmakla bu davalılar ve mirasçıları yönünden davanın reddine, davalılar ... ve ... yönünden davanın kabulü ile davaya konu davalı ... adına tapuda kayıtlı olan 792,796 ve 7130 ada 3 parsel sayılı taşınmazlardaki hisseler ile yine davalı ... adına tapuda kayıtlı olan 796 ve 7130 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerin iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1-Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Yapılan bu açıklama doğrultusunda eldeki davada kurulan hükmün HMK"nın 297. maddesi gereğince infaza elverişli ve uygun olduğundan sözedilemez. Davacılar ayrı iki kişi olduğu gibi paylarının iptaline karar verilen davalılar da iki kişidir. Şu duruma göre, davalıların her bir parselde iptaline karar verilen hisselerinin miktarı ayrı ayrı gösterilmek ve davacılar da iki kişi olduğundan hangi davalının payından ne kadar miktarının iptali ile hangi davacı adına ne karar hissenin tesciline karar verildiğinin hüküm kısmında açık ve anlaşılır bir biçimde gösterilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Kabule göre de; davalı (temyiz eden) ..."ün 7130 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki payı dava açıldıktan sonra 14.05.2012 tarihinde satılarak devredilmiş olup, bu parselde payı kalmadığı halde hisse iptaline karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.