8. Hukuk Dairesi 2010/199 E. , 2010/1994 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil, Elatmanın Önlenmesi, Tespit ve Tazminat
... ile ... ve ..., dahili davalılar Hazine, Orman Genel Müdürlüğü ve Örnek Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil, elatmanın önlenmesi, tespit ve tazminat davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.06.2009 gün ve 308/151 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalılar ... Ekinci ve ... vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davacı vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.04.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ... bizzat, karşı taraftan Hazine vekili Avukat Hatice Sarılkan ve Orman Genel Müdürlüğü vekili Avukat Işıl Hilal Soylukurt geldiler. Başka gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ...vekili, dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını açıkladığı bir parça tapusuz taşınmazın 1959 yılından beri vekil edeninin zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu belirterek dava konusu yapılan yerin vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline, davalı gerçek kişiler ... ve ...tarafından taşınmaza yapılan elatmanın önlenmesine, davalı ... ve ...’ın yaptığı hafriyat işlemi nedeniyle ürünlere verdiği zararın bedeli olan 10.000 TL maddi tazminat ile 3000 TL manevi tazminatın ... ve ...’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, taşınmazın vekil edenlerinin zilyetliğinde bulunduğunu, davacı ..."in korunmaya değer üstün bir zilyetliğinin bulunmadığını belirterek; Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü vekilleri ise, orman niteliğini yitirdiğinden dava konusu taşınmazın orman dışına çıkarılan yerlerden olduğunu, zilyetlikle kazanılması mümkün yerlerden olmadığını açıklamışlar ve davanın reddini savunmuşlardır. Davalı Hazine vekili ayrıca dava konusu yerin Hazine adına tapuya kayıt ve tescilini de istemiştir.
Davalı Örnek köyü tüzel kişiliğine dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, davacı ...’in tescile yönelik isteğinin reddine, davalılar ... ve ... tarafından taşınmaza yapılan müdahalenin önlenmesine, 2323 TL maddi tazminatın ... ve ...’den müştereken ve müteselsilen tahsiline ve davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat isteğinin reddine, davalı – karşı davacı ... Hazinesinin tescil isteğinin kabulüne, dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle ...adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ... ve ...vekili ile davacı ...vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK. nun 981. ve devamı maddeleri gereğince açılan zilyetliğin korunması ve buna ilişkin olarak davalı gerçek kişiler tarafından yapılan tecavüzün önlenmesi, davalılar ... ve ... tarafından yapılan hafriyat nedeniyle taşınmaz üzerinde bulunan meyve ağaçlarına verilen zarar nedeniyle istenen maddi ve manevi tazminat ile kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince ...ile Hazine vekili tarafından açılan tescil isteğine ilişkin davadır.
Davacı ...tarafından açılan tescil davasının, yerel mahkemenin 11.12.2007 tarih 2004/548 Esas, ve 2007/343 Karar sayılı kararıyla reddine karar verilmiş, Dairenin 15.7.2008 gün ve 2008/2001 Esas, 2008/3947 Karar sayılı bozma ilamı ile; Hayrettin tarafından açılan tescil davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına işaret edilmiştir. Bu durum karşısında ilk hükümle Hayrettin’in açtığı tescil isteği reddedildiğine ve bozma ilamıyla da bu red yerinde görüldüğüne göre, uyulan bozma ilamıyla Hazine ve Orman İdaresi yararına usuli kazanılmış hak doğduğundan tescil isteğinin reddine ilişkin hüküm bölümü kesinleşmiş bulunmaktadır. Yerel mahkemece, buna karşın yeniden tescil isteğinin reddine karar verilmesi ve davacı ... tarafından yeniden temyiz sebebi yapılması yerinde değildir. Bu husus usul ve kanun ile kazanılmış hak ilkesine aykırılık teşkil eder. Mahkemece, esasen bu yönde kurulan hüküm yok hükmünde olduğu kabul edilmektedir.
Öte yandan, davacı ...tarafından her ne kadar manevi tazminat isteğinde bulunulmuş ise de, uyuşmazlık konusu taşınmaz 1990 yılında kesinleşen 94 nolu Orman Kadastro Komisyonu işlemiyle 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi uyarınca nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğundan ve ortada Hayrettin Sinir’in manevi yönden zarara uğradığına ilişkin bir delil de elde edilemediğinden manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığından manevi tazminata ilişkin hüküm bölümünün bu nedenle ONANMASINA,
Davacı ...’in TMK.nun 981 ve devamı maddeleri gereğince açtığı zilyetliğin korunması davası nedeniyle davalı ... ve ...tarafından yapılan müdahalenin önlenmesi ve maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı ile davalı gerçek kişilerin 1990 yılında nitelik kaybı nedeniyle esasen orman olduğu halde anılan tarihte 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılan yer üzerinde uyuşmazlık çıkardıkları tartışma konusu değildir. 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılan yer Hazine adına çıkarılmış olup, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18/2. maddesi gereğince kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmesi mümkün olmayan yerlerdendir. Taşınmazın mülkiyeti Hazineye ait olup, davacı ile davalı gerçek kişilerin taşınmaz üzerinde en fazla korunmaya değer üstün zilyetliklerinin olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusunu oluşturmaktadır. TMK. nun 981 ve devamı maddeleri gereğince ön görülen ve çözümlenmesi gereken zilyetliğin korunması davaları kişiye aynî (mülkiyet) hakkı bahşetmez. Üstün zilyetlik kimde ise, bozulan kamu düzeninin yeniden sağlanması, toplumdaki huzur ve barışın yerine getirilmesi için üstün zilyetlik aranır ve korunur.Üstün zilyetlik kimde ise, onun üstün zilyetliğinin sözü edilen maddeler gereğince korunması gereklidir. Mahkemece, taraflar delil listeleriyle tanıklarını bildirdiği halde keşif yapılmamış, HUMK. nun 258 ve 259. maddeleri gereğince tanıklar keşif yerinde dinlenilmemiştir. Bu durum karşısında üstün zilyetliğin neye dayanılarak belirlendiği konusunda duraksama hasıl olmuştur.
O halde mahkemece yapılacak iş; uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılması, taraf tanıklarının HUMK.nun 258 ve 259. maddeleri gereğince keşifte dinlenmelerinin sağlanması, tarafların taşınmaz üzerinde sürdürdükleri zilyetliğin süresi, niteliği ve koşulları yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, davanın açıldığı tarihte üstün zilyetliğin kimde olduğunun saptanması, Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2004/56 Değişik İş sayılı dosyada tespiti yapılan ve uzman bilirkişi ziraat mühendisinin raporunda yer alan meyve ağaçlarının kimin tarafından dikildiği, bakımının yapıldığı ve kime ait olduğu hususlarının araştırılması, maddi tazminatın oluşacak delillere göre belirlenmesi ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek tecavüzün önlenmesi ve maddi tazminat konusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
Davacı dava dilekçesinde her ne kadar zilyet olduğunun tespitini de istemiş ise de, böyle bir tespit bağımsız olarak yapılamaz ve verilemez. Zilyetliğin korunması kavramıyla bir bütün olup onun içinde çözümlenmesi gereken bir olgudur. Bu nedenle mahkemece bunun için ayrıca bir hüküm kurulmamış bulunması doğrudur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ...vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalılar ... ve ...vekilinin temyiz itirazlarının tamamen kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle tecavüzün önlenmesi ve maddi tazminat yönünden HUMK.428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,55 TL’nin temyiz eden davacıdan alınmasına ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 20.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.