Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/24799
Karar No: 2018/29
Karar Tarihi: 15.01.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/24799 Esas 2018/29 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/24799 E.  ,  2018/29 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum ve davalılardan ... A.Ş. vekili ile ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava, ... ... İşletme Müdürlüğünde çalışırken 06.11.2001 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir, ödenen cenaze yardımından oluşan kurum zararının davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir. Davacı ... ... A.Ş."ye izafeten ... ... İlçe İşletme Müdürlüğünü davalı olarak göstermiştir.
    Mahkemece, ... ..."ı (... Genel Müdürlüğü) sorumlu tutan kusur raporlarına itibar edilmesine rağmen diğer davalılar ile birlikte davalı ... A.Ş.nin sorumluluğu kabul edilmek suretiyle hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamına göre ... ile ... A.Ş. arasında 15.08.2008 yılında işletme devir hakkı sözleşmesi imzalanmıştır. Bu kapsamda davanın yasal dayanakları 506 sayılı Yasa"nın 26. maddesi ve BK 179 maddesidir. 506 sayılı Yasanın 26. maddesinde davalıların sorumluluğu kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır. 506 sayılı Yasa"nın 26/1. maddesinde, kastı, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ya da suç sayılabilir bir eyleminin varlığı halinde işverenin rücû alacağından sorumluluğu olanağı tanınmıştır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise “İş kazası veya meslek hastalığı, 3"üncü birkişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3"üncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir.” hükmü getirilmiştir.
    ... ile ... A.Ş. arasında 15.08.2008 yılında işletme devir hakkı sözleşmesi kapsamında sorumluluklarının belirlenmesi için kaza tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 179. maddesinin irdelenmesi gerekir. Buna göre bir mameleki veya bir işletmeyi aktif ve pasifleriyle birlikte devralan kimsenin, bunu alacaklılara ihbar veya gazetelerde ilan ettiği tarihten itibaren onlara karşı mamelekin veya işletmenin borçlarından mesul olacağını, iki yıl süreyle evvelki borçlunun da devralanla birlikte müteselsilen sorumlu olacağını öngörmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 28.11.2001 tarihli, 2001/21-1030 Esas ve 2001/1077 Karar sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı üzere; Borçlar Kanunu"nun 179. maddesinin içinde "müteselsil bir borç" vardır. Devir alan şirket devir eden şirketin borçlarından ötürü sorumlu olduğu gibi, iki yıl müddetle
    evvelki borçlu (devreden) dahi, yenisi (devralan) ile birlikte müteselsilen sorumlu olur. Borçlar Kanununun müteselsil borçlara ilişkin 141. maddesine göre teselsülün kanun hükmünden doğduğu hallerde kamu düzeni söz konusu olacağından tarafların iradeleriyle teselsülün ortadan kaldırılması hükümsüzdür. (Dr. H. Öser / W. Scöhe-nenberger Borçlar Hukuku Ankara 1950 sh. 905-906) O nedenle, bu müteselsil borç kanun hükmünden (B.K. 179"dan) doğduğundan; teselsülden kaynaklanan sorumluluğun dışlanması geçersizdir ve hukuki sonuç doğurmaz. Sorumluluğun zamanı "Devir anıdır." Devrin fiilen gerçekleştiği tarihte doğmuş ve nedeni vücut bulmuş borçlar bu sorumluluğun kapsamında kalmaktadır. İşletmenin devirden önceki borcunun nakli kural olarak alacaklıya karşı hüküm ifade etmesi Borçlar Kanunu 173 ve 174. maddeleri gereğince alacaklının onamına bağlı ise de, 179. madde bu kurala bir istisna getirmiş alacaklının rızasına gerek görülmeksizin borcun devir alana intikal ettiği kabul edilmiştir.
    Müteselsil borcun özelliği alacaklının müteselsil borçlulardan hepsinden veya birinden alacağın tamamını veya bir kısmını istemekte serbest oluşudur. (A. Von Tuhr, Borçlar Hukuku, İstanbul 1953, s 845 vd.) Sözü edilen hukuki esaslara göre eski ve yeni borçlunun müteselsil sorumluluğu iki yıllık bir devre için kabul edilmiş olup, bu iki yıl, (muaccel borçlar için) devrin, alacaklının ihbarı ya da gazetelerde ilan tarihinden itibaren başlar.
    İnceleme konusu davada; davalı işveren ..."ı %75 kusurlu (bu kusurun %5"inin işletme müdürü davalı ..."a, %5"inin ekip ustabaşı davalı ..."e ait olduğu), kazalı işçiyi %25 kusurlu bulan 09.06.2014 tarihli kusur raporu hükme esas alınmış, davalı ... %5, davalı ... %5 ve davalı ... A.Ş. %65 kusurlu kabul edilmek suretiyle hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
    ... ve ... arasındaki devir unsuru Borçlar Kanunu 179 madde kapsamında irdelenmemiş eksik inceleme ve değerlendirme sonucu karar verilmiştir. ... ve ... arasındaki devir sözleşmesinin temini ile içeriği, tarafların yükümlülükleri, işletmenin devir olgusu ve devrin ilan tarihi araştırılarak, devir sözleşmesi hükümleri anılan madde kapsamında irdelenerek, davalılardan ... ve dava dışı (işveren) ..."ın sorumluluğunun devir sözleşmesinin içeriğine göre ve anılan madde hükmü kapsamında devreden ve devralan işveren olarak ve devrin ilanından itibaren işlemeye başlayacak 2 yıl süre ile sınırlı biçimde bulunup bulunmadığı ortaya konulmaksızın karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur.
    Kabule göre de; kurum alacağının teselsül sorumluluk ilkesine dayanılmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin istenildiği eldeki davada, Mahkemece davalıların müteselsilen sorumluluğu gözetilmeksizin, her bir davalının kusur oranlarına göre sorumluluklarına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Mahkemece bu hususlar göz önünde tutularak bir karar verilmesi gerekirken eksik incemele ve değerlendirme sonucu karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum ve davalılardan ... A.Ş. vekili ile ..."ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... ile ... A.Ş."ye iadesine, 15/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi