14. Hukuk Dairesi 2016/8692 E. , 2017/8761 K.
"İçtihat Metni"
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.07.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali, mera olarak sınırlandırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı köy tüzel kişiliği vekil 522 ada 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 26, 27, 28, 29 parsel sayılı taşınmazlar ile 525 ada 3 nolu parsel, yine 526 ada 9, 10, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25 parseller ve yine 762 ada 1, 2, 3, 4 parseller ve yine 763 ada 1, 2, 4, 5 parseller ile 764 ada 3, 5, 6 parseller ile yine 765 ada 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 nolu parseller, 766 ada 1 nolu parsel sayılı taşınmazın kapalı zarf usulü ile satışa sunulduğunu, satış tarihinin 26/07/2006 olduğu, bu taşınmazların köylerine ait mera olduklarını, 1938"de kiralandığını, bu mera üzerinde daha sonra şletmesince binalar yapıldığını, yapılan bu binalar ve mera olan yerlerin kadastro çalışmalarında tapuya bağlandığını, daha sonra özelleştirmeden dolayı davalı şirkete devredildiğini, bu nedenlerle taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline, mera olarak sınırlandırılmalarına, tapu kayıtlarına binaların davalıya ait olduğuna ilişkin şerh verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, dava konusu şirket mülkiyetinde olan arazilerin tapudaki devir tarihinin 10/05/1996 olduğunu, davayı açmakta 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, tapuda merası olduğu, köy tüzel kişiliği tarafından 99 yıllığına İşletmelerine kiraya verildiği iddialarının, herhangi bilgi ve belge ile ispat edilebilir nitelikte olmadığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacının keşif masrafını tamamlaması için kesin süre verildiği halde tamamlamadığı anlaşıldığından, keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığından, başka bir delil ile de davayı ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, dahili davacı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Dava, tarafından açılan mera iddiasına dayalı tapu iptali ve taşınmazın mera olarak sınırlandırılması istemine ilişkindir. Yargılama sırasında Hazine davaya dahil edilmiştir. Meraların kullanım hakkı köy veya belediyelere, mülkiyeti ise Hazineye aittir. Bu nedenle Hazinenin usulüne uygun davada yer alması sağlanmıştır. Nitekim dahili davacı Hazine vekili dava konusu yerde müstakil hak talebinde bulunduğundan, hükmü temyiz etmekte hukuki yararı vardır.
Davacı köyün verilen kesin süre içinde keşif masrafını tamamlamadığı ve bu nedenle keşfe gidilemediği anlaşılmaktadır. Gerçekten de mahkemenin kabulünde olduğu üzere, taşınmazın aynına ilişkin davalarda taşınmaz başında yapılacak keşifte dava konusu taşınmazın ve çevre taşınmazların kayıtları uygulanmalı, mahalli bilirkişi, uzman bilirkişi ve taraf tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli, taşınmazın yeri, niteliği tereddüte neden olmayacak şekilde belirlenip, keşfi takip etmeye uygun kroki düzenlettirilmeli ve kroki esas alınarak sonuca gidilmelidir. Somut olayda davanın niteliği gereği keşif yapılması gerektiğinden dahili davacı Hazineye keşif masraflarını yatırması için usulüne uygun süre verilmeli ve sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Bu husus düşünülmeden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.