4. Hukuk Dairesi 2013/13041 E. , 2014/7648 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Eskişehir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2013
NUMARASI : 2012/279-2013/284
Davacı O.. K.. vekili Avukat K. C.. tarafından, davalılar F.. Ş.. vd. aleyhine 22/06/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/05/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi olarak olarak görev yaptığı sırada 13/11/2009 tarihinde kamuoyunda "bayoz soruşturması" olarak bilinen soruşturma sırasında şüpheli D.. Ç.. hakkında tahliye kararı verildiğini, sözü edilen tahliyeye ile ilgili olarak davalı A.. A.. tarafından kaleme alınan ve Zaman Gazetesi’nin 16/11/2009 günlü sayısında yayımlanan “Karar” başlıklı köşe yazısında kararın hukuki olmadığına dair alaycı ifadeler kullanılması nedeniyle kişilik haklarına saldırı oluştuğunu ileri sürerek, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir.
Davalılar ise, dava konusu köşe yazısının davacıyı kamuoyu önünde küçük düşürmek maksadı ile kaleme alınmadığını, yazıda davacının hedef alınmadığını, yazının ironik ve mizahi üslübla yazıldığını, basın özgürlüğü kapsamında kaldığını belirterek istemin reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, yazının amacının davacının da içerisinde yer aldığı heyet tarafından verilen kararın eleştirisi olmadığı, yazıda kullanılan üslup, kelime ve cümlelerle verilen kararın alaya alınıp dalga geçildiği, basın özgürlüğü kapsamında yazılmış bir köşe yazısı olmadığı, yargıçların eleştiri sınırı belirlenirken bu sınırın politikacılar ya da diğer bürokratlarla aynı düzeyde tutulmayıp daha dar tutulması gerektiği benimsenerek dava konusu köşe yazısının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturması nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu yazı bir bütün olarak incelendiğinde; İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve kamuoyunda "bayoz soruşturması" olarak bilinen soruşturma sırasında verilen tahliye kararın eleştirildiği, toplumun ilgisini çeken ve güncel bir konuda, eleştirel değerlendirme yapıldığı, özle biçim arasındaki dengenin bozulmadığı, söylemlerin sert eleştiri düzeyinde kaldığı anlaşılmıştır.
Davacının da İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi olarak kamuoyu gündeminde olan ve oldukça fazla sayıda klasör-belge vs. barındıran balyoz davası evrakının çok kısa sürede incelenmesi ve karar vermesi haber-eleştiri ve yorumlara konu edilmiştir. Pek çok basın yayın organı davacının bu denli kısa sürede o sayıda çok dava dosyası klasörünü inceleyemeyeceği yönünde yorumlar yapılmıştır. Dava konusu yazı da bunlardan birisidir. Kuşkusuz basının bu yöndeki yayınları "aşma" niteliğinde olmamak kaydıyla saldırı teşkil etmez. AİHM uygulamalarına göre de haber-eleştiri-yoruma kamu görevlisi kendisi neden olursa yine "aşma" olmamak kaydıyla tazminat sonucunu doğurmamaktadır.
Somut olayda da belirtilen ilkeler açısından değerlendirme yapılmak zorunluluğu bulunmaktadır. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle istemin kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle davalılar yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/05/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyoruz.13/05/2014