14. Hukuk Dairesi 2016/13853 E. , 2017/8756 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki intifa hakkına dayalı ecrimisil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 26.05.2016 gün ve 2015/18639 Esas, 2016/6330 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava üst hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkindir.
Davacı vekili, mülkiyeti ...İşletmeleri A.Ş"ye ait olan dava konusu 289 ada 5 parsel sayılı taşınmazda 27.04.1998"de davacı ...lehine 25 yıllığına üst hakkınını tapuya tesisen tescil edildiğini, 01.01.2009- 31.12.2009 tarihleri arasında davalının dava konusu 289 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 3540 m2"sindeki haksız kullanımı sebebiyle şimdilik 100.000 TL lik ecrimisil taleplerinin bulunduğunu, ödenmesine karar verilen miktara 01.01.2009 tarihinden itibaren kamu bankalarının tasarruf mevduatı için en yüksek faiz oranının uygulanmasını talep ettiklerini belirtmişlerdir. 05.07.2012 tarihli ıslah ile dava değerinin 1.657.560,00 TL olarak ıslah edildiği, eksik kalan kısım için harcın tamamlandığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki savunmalarında özetle, davacının ecrimisil talebinin yasa ve yönteme uygun olmadığını, dava konusu taşınmazda davalının fuzuli şagil olmadığını, kullandıkları alanın miktarının 3540 m2 olmayıp 220 m2 olduğunu, kullanımlarının da 30.05.1974 ve 20.01.2004 tarihli protokollere, davalının 13.11.2003 tarihli taahhütnamesine dayalı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkece, dosya kapsamı, alınan yargı denetimine açık, hüküm kurmaya yeterli bilirkişi raporları doğrultusunda davalının, davacı rızası dışındaki yerlerin kullanımından dolayı haksız şagil durumunda olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 01.01.2009 - 31.12.2009 tarihleri arasında oluşan 1.045.637,00 TL ecrimisil alacağının dönem sonlarından itibaren tahakkuk edecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyiz talebi üzerine, Dairemizin 26.05.2016 tarih, 2015/18639 Esas, 2016/6330 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılacağı üzere; Denizcilik Bankası T.A.O. ile Deniz kuvvetleri Komutanlığı arasında gümrük binalarının Deniz Kuvvetleri Komutanlığına devrine ilişkin 30.05.1974 tarihli protokol imzalandığı, bu protokole göre Denizcilik Bankası T.A.O. tasarrufunda bulunan ekli kadastro haritasında kırmızıyla işaret olunan dava konusu 289 ada 5 parsel sayılı taşınmazın takriben 220 m2 sahasındaki ambarın boşaltılmasına müteakip her türlü tamirin kendileri tarafından yapılması şartıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı"na devredilmiştir.
Dava konusu 289 ada 5 parsel sayılı taşınmazın dava tarihi itibariyle mülkiyetinin ...A.Ş"ye ait olduğu, 27.04.1998"de davacı ...lehine 25 yıllığına üst hakkınını tapuya tesisen tescil edildiği, 18.05.1998"de ...A.Ş. ile...A.Ş arasında 289 ada 5 parsel sayılı taşınmazın hali hazırdaki durumuyla teslim edildiğine dair teslim tutanağı düzenlenmiştir.
Milli Emlak Genel Müdürlüğü"nün 08.10.2003 tarih 35166 sayılı yazısında,...A.Ş ve dava dışı Maliye Hazinesi"nin birbirleri aleyhine açtığı davalardan feragat etmesi,...A.Ş"nin proje sebebiyle dava hakkı bulunmadığının...A.Ş tarafından kabul edilmesi, bunu müteakip... Büyükşehir Belediyesi lehine irtifak tesis edilen dava dışı 289 ada 6,7,8 parsellerdeki irtifak hakkının rızaen terkini ile bu konuyla ilgili açılmış davalardan kayıtsız şartsız vazgeçilmesi ve başka dava açılmayacağının kabul ve taahhüt edilmesi, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için yeni liman tesisleri yapılıncaya ve bu tesislere taşınılıncaya kadar mülkiyeti Hazineye ait 289 ada 6, 7, 8 parsel ve mülkiyeti ...A.Ş"ye ait 289 ada 5 parselde halen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından kullanılan krokisinde işaretli kısımların kullanılmasına...A.Ş tarafından izin verilmesi ve diğer şartlarında gerçekleşmesi koşuluyla mülkiyeti Hazineye ait 6, 7, 8 parsellerde...A.Ş. lehine 15.08.2021 tarihine kadar irtifak tesisi uygun olduğu belirtilmiştir.
Davacı ... AŞ."nin 13.11.2003 tarihli Maliye Bakanlığı,... Defterdarlığı, Milli Emlak Dairesi Başkanlığı Konak Emlak Müdürlüğü"ne hitaben taahhütname başlıklı yazısında "Maliye Bakanlığı, Milli Emlak Genel Müdürlüğü... 289 ada 6, 7, 8 parsele ilişkin irtifak hakkının...lehine tesisiyle ilgili 08.10.2003 tarih 35166 sayılı olur yazıları doğrultusunda Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için yeni liman tesisleri yapılıncaya ve bu tesislere taşınılıncaya kadar mülkiyeti hazineye ait 6, 7, 8, parsellerin ve mülkiyeti ...A.Ş."ye ait olan 5 parselin halen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından kullanılan ekli krokide gösterilen işaretli kısımları kullanmasına ...A.Ş olarak izin verileceğinin kabul ve taahhüt edilmiştir.
Davacı vekili 13.11.2003 tarihli taahütnamenin şarta bağlı olduğu ve belirtilen şartlar gerçekleşmediğinden taahhütnamenin geçersiz olduğunu savunmaktadır.
20.01.2004"te ... İle Maliye Bakanlığı Arasında İmzalanan Protokolde mülkiyeti Hazineye ait olup ..."na tahsisli 289 ada 6,7,8 parseller ile mülkiyeti ...A.Ş"ye ait 289 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı askeri birlik ve unsurlarının..."ya intikal edene kadar hiç bir maddi talepte bulunulmadan müsaade edileceği belirtilmiştir.
Taşınmaz üzerinde yapılan keşifte dinlenen bilirkişiler, 01.01.2009 - 31.12.2009 dönemi için ecrimisil bedelinin 1.657.558,98 TL olarak hesaplamışlardır.
Somut olayda; mahkemece dava konusu 289 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından kullanılmasının dava dışı malik ...A.Ş ve üst hakkı sahibi davacının izniyle olduğu, davacının 13.11.2003 tarihli taahütnamesinin herhangi bir şarta bağlı olmadığı ve kullanıma dair muvafakatinin devam ettiğinin göstergesi olduğu, davalının dava konusu taşınmazı tahliye ettiği göz önünde bulundurularak meni müdahale talebiyle birlikte tüm taleplerin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
Hükmün yukarıda açıklanan şekilde bozulması gerekirken sehven onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüyle Dairemizin 26.05.2016 tarih, 2015/18639 Esas, 2016/6330 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün belirtilen gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüyle Dairemizin 26.05.2016 tarih, 2015/18639 Esas, 2016/6330 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, yukarıda belirtilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 23.11.2017 tarihinde sonuçta oybirliği, gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Dava, üst hakkına dayalı ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair kurulan hükmün davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Hemen belirtilmelidir ki; eldeki davanın 15.02.2012 tarihinde açıldığı ve... 12. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 22.10.2013 tarih ve 2012/152 esas, 2013/486 sayılı kararıyla... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/351 esas sayılı dosyasıyla birleştirildiği ve bilahare bu dosyadan 23.01.2014 tarihinde ayrılarak temyiz incelemesine konu dosya esasını aldığı görülmektedir.
Davacı; üst hakkı sahibi olduğu 289 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kısmen Güney Deniz Saha Komutanlığı Çakabey Komodorluğu tarafından hukuka aykırı olarak kullanıldığını ileri sürerek, 01.01.2009 ilâ 31.12.2009 dönemi itibariyle ecrimisil isteminde bulunmuştur.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 289 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kayden ...İşletmeleri Genel Müdürlüğü"ne ait olduğu ve 27.04.1998 tarihinde davacı şirket lehine 25 yıl müddetle üst hakkı irtifakı tesis edildiği görülmektedir. Ancak; 30.05.1974 tarihinde Denizcilik Bankası T.A.O. ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı arasında düzenlenen protokolde devir ve tahsisten sözedilmesine rağmen, çekişmeli taşınmazın tüm intikallerini, terkin edilenler de dahil olmak üzere şerh ve beyanları gösterir şekilde kütük sayfası getirtilmemiş, gerçekten sicile yansıtılmış devir veya tahsisin bulunup bulunmadığı belirlenmemiştir. Mevcut tapu kaydında tahsis şerhi bulunmamaktadır. Bu durumda, sicile yansıtılmayan tahsisin, TMK.nun 1009, 1012 ve 1023. maddeleri uyarınca iyiniyetli üst hakkı sahibine karşı ileri sürülemeyeceği kuşkusuzdur. Kaldı ki, anılan protokolün, içeriği itibariyle kullanıma muvafakat belgesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan; davacının aynı taşınmaz hakkında davalının elatmasının önlenmesi ve 18.05.1998 tarihinden itibaren ecrimisil istekleriyle 24.12.2002 tarihinde açtığı... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2002/1185 esas sayılı davasının 03.02.2003 tarihinde birleştirildiği aynı Mahkemenin 2002/422 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında, davacı tarafından 13.11.2003 tarihinde "Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için yeni liman tesisleri yapılıncaya ve bu tesislere taşınılıncaya kadar dava konusu taşınmazın Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca kullanılan ve yazı eki krokide işaretli kısımlarının kullanılmasına izin verileceği kabul ve taahhüt edilmiş" olup; anılan bu belgenin de davalının kullanımına muvafakat belgesi niteliğinde olduğu açıktır. Diğer taraftan; davacı tarafından davalı aleyhine aynı taşınmaz hakkında haksız işgal iddiasıyla 01.01.2004 ilâ 31.12.2008 dönemi itibariyle ecrimisil istekli olarak 08.04.2009 tarihinde açılan davanın da... 9. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 13.04.2009 tarih ve 162-126 sayılı kararıyla... 3.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/351 esas sayılı dosyasıyla birleştirildiği ve bu dosyanın da 23.01.2014 tarihinde tefrik edildiği dosya kapsamıyla sabittir. Öyle ise, davacının, davalının 30.05.1974 tarihli protokolde belirtilen ve o tarihten itibaren süregelmekte olan kullanımına muvafakaatını, yukarıda değinilen 2002/1185 Esas sayılı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasını açmadan önce davalıya yönelik 12.06.2002 tarihli ihtar yazısının davalıya tebliği ile geri aldığı; yine, Mahkemenin 2002/422 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında davacı ile dava dışı Hazine ve... Büyükşehir Belediyesi arasında bazı anlaşmaların gündeme geldiği, bu kapsamda, Belediyece Meclis Kararı alındığı, Hazinece açılan bazı davaların takipsiz bırakıldığı, davacının da 13.11.2003 tarihli tahhütnamede bulunduğu ve anılan yargılama süreçlerinde tüm hususlardaki anlaşmaların yerine getirilmesinin beklendiği, ne var ki tam bir yerine getirme söz konusu olmadığından bahisle davacının 08.04.2009 tarihinde ecrimisil davası açtığı anlaşılmakla, davacının 13.11.2003 tarihli taahhüdünden 08.04.2009 tarihinde açtığı ecrimisil davasıyla döndüğü, farklı bir ifadeyle davalının kullanımına muvafakatını geri aldığı sonucuna varılmaktadır. Anılan bu davadan sonra davacının davalının kullanımına karşı çıktığı açık olup, eldeki dava bakımından 08.04.2009 tarihinden itibaren intifadan men koşulunun oluştuğu kuşkusuzdur. O halde; mahkemece 08.04.2009 tarihinden eldeki dava tarihine kadar olan dönem itibariyle ecrimisile hükmedilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak; 01.01.2009 ilâ 08.04.2009 arasındaki davalı kullanımının davacının muvafakatına dayalı olduğu dikkate alınmaksızın, anılan dönemin kabul kapsamına alınması doğru olmadığı gibi; davacı vekilinin 2006/351 esas sayılı dosyanın 03.03.2008 tarihli celsesinde "Deniz Kuvvetleri orada artık birlik bulundurmuyor, sadece nöbetçi bulundurmak suretiyle kullanımlarına devam ediyorlar" şeklindeki beyanı ve ayrıca eldeki dosyanın son celsesinde "talep ettiğimiz ecrimisil alacağı davalının rızamız dışımızda kullandığı kısımlara aittir" biçimindeki ifadesi dikkate alınmak suretiyle, 08.04.2009 ilâ 31.12.2009 dönemi itibariyle davalının haksız kullanım alanının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi ve ecrimisil hesabında somut emsaller incelenip, dayanak belgeler eklenip, davacının mülkiyet hakkı sahibi olmayıp, irtifak hakkı (üst hakkı) sahibi olduğunun gözetilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı olduğu üzere hüküm kurulması da isabetsizdir. Kabule göre de; hükmedilen ecrimisile yürütülecek faize ilişkin olarak dönem sonlarının infaza elverişli biçimde hükümde gösterilmemesi de doğru değildir.
Hal böyle olunca; Yerel Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerektiği görüşümde olduğumdan, Sayın çoğunluğun "davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüyle Dairemizin onama ilamının kaldırılması ve hükmün bozulması kararına" sonuç olarak katılmakla beraber, bozma kararının gerekçesi itibariyle iştirak edemiyorum.