3. Hukuk Dairesi 2013/19272 E. , 2014/3153 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : TEKİRDAĞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2012
NUMARASI : 2012/525-2012/547
Taraflar arasında görülen kayıp kaçak bedeli davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili şirkete tahakkuk ettirilen ..., ..., ...., ..., .., ... numaralı faturalarda hizmet bedeli karşılığı olmayan "K/K bedeli" adı altında kayıp, kaçak bedeli alındığını, kayıp-kaçak kullanımların, abonelik sözleşmesindeki edimlerini eksiksiz yerine getirmekte olan davacı şirkete yükletilmesinin usul, yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu, alınacak hiç bir kararın yürürlükte bulunan yönetmelik ve kanunların önüne geçemeyeceğini belirterek, davalı kuruma ödenen toplam 15.854,42 TL"nin yasal faizleriyle birlikte davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 10. maddesinde kayıp kaçak enerji miktarının perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketleri tarafından temin edileceğinin belirtildiğini, kayıp kaçak bedelinden doğan sorumluluğun dağıtım şirketlerine ait olduğunu, davacı şirketin abonelerinden alınan sözkonusu bedeli ilgili dağıtım şirketlerine aktardığını, davacı dağıtım şirketi olmadığından sorumluluk atfedilemeyeceğini, belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, verilen hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, davalı kurum tarafından kayıp kaçak bedeli olarak tahakkuk ettirilen bedelden davacının sorumlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin istirdatı istemine ilişkin olup, davanın, 6335 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK"nın 4. ve 5. maddelerinin yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Anılan Yasanın 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmasının gerekli ve yeterli olduğu belirtilmiş; müteakip 5. maddesinde ise, “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu davacının ticari işletmesinde kullanmış olduğu elektrik sebebiyle faturaya yansıtılan kayıp kaçak bedelinin istirdatı talebine ilişkin olup, taraftar tacirdir. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü Asliye Ticaret Mahkemesinin görevi içerisindedir.
Hal böyle olunca; mahkemece, davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.