4. Hukuk Dairesi 2014/3972 E. , 2014/7629 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/11/2013
NUMARASI : 2013/201-2013/474
Davacı T.. M.. vekili Avukat M..T.. tarafından, davalı P..l B. Matbaacılık Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine 20/09/2011 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı tarafından S.. S.., İ.. .. ve A. T. adlı işçilerin iş sözleşmelerinin 08/11/2008, 30/12/2008 ve 10/03/2009 tarihlerinde feshedildiğini, işten ayrılma bildirgelerinin 4447 Sayılı Yasanın 51 ve 48. maddeleri gereğince yasal süresi içinde Türkiye İş Kurumuna gönderilmediğinden, aynı Yasanın 54. maddesine göre her bir işçi başına 1.000,00 TL ve 1.120,00 TL idari para cezası tatbik edilerek 26/03/2009, 30/03/2009 ve 28/04/2009 tarihlerinde tahakkuk ettirilen idari para cezalarının davalıya tebliği edildiğini, kesinleşen idari para cezalarının İstanbul 23. İcra Müdürlüğü"nün 2010/50169 Esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ayrıca asıl alacağın % 40"ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, adı geçen işçilerin işten çıkışlarına ilişkin bildirimleri yasal süresi içinde hem SGK"ya hem de davacı kuruma elektronik ortamda yaptıklarını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4447 sayılı yasa 48/2. maddesinde “506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 8 ve 9 uncu maddelerine göre Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirilmiş olan işyeri ve sigortalılar Kuruma da bildirilmiş sayılır” şeklinde düzenleme getirilmiş, devamında aynı madde 4. fıkrasında “İşveren, hizmet akdi 51 inci maddede belirtilen hallerden birisine dayalı olarak sona ermiş olan sigortalılar hakkında; örneği Kurumca hazırlanacak üç nüsha işten ayrılma bildirgesi düzenleyip, 15 gün içinde bir nüshasını Kuruma göndermek, bir nüshasını sigortalı işsize vermek ve bir nüshasını da işyerinde saklamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 15/5/2008-5763/14 md.) Kurumca bu Kanuna göre yapılacak işlemlere ilişkin elektronik ortamda bilgi ve belge istenebilir veya bilgi ve belge verilebilir.” denilerek bu bildirimin elektronik ortamda da yapılabileceği yönünde yasal düzenleme getirilmiştir.
Davaya konu olayda; davalı tarafından iş akti feshedilen üç işçi için Sosyal Güvenlik Kurumu işten ayrılma bildirgelerinin yasal süresi içerisinde elektronik ortamda “sgk.gov.tr” adresi üzerinden kuruma gönderildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. SGK’ya yapılan bildirim davacı kuruma da yapılmış sayılacağından davalı tarafından elektronik ortamda yapılan bildirim geçerli olup karara esas alınan bilirkişi raporu yasa ile örtüşmemektedir, bu nedenle açılan davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının ve davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/05/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, Devlete, Vilayet hususi idarelerine (özel idare gibi) Belediyelere ait (vergi, resim, ceza tahkik ve takiplerine ait mahkeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer"i) alacaklar veya bunlarla ilgili yapılan icra takiplerinden kaynaklanan davadır.
6183 Sayılı Amme alacaklarının tahsiline ilişkin kanununun (1) maddesine göre; Devlete, Vilayet hususi idarelerine ve Belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait mahkeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer"i alacaklar ile aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından olan alacakları ile bunların takip masraflarından kaynaklanan alacakları amme alacağı sayılır.
Sayılan bu amme alacaklarının tahsil ve takibi ile ilgili her türlü usuli işlemler ve alınacak her türlü tedbirlerle ilgili olarak 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsiline İlişkin Kanun hükümlerinin uygulanacağı aynı kanunda açıkça düzenlenmiştir.
6183 Sayılı Kanun"un düzenlenmesinin, sınırlı alacaklar ve sınırlı alacaklar ile ilgili yapıldığı göz önüne alındığında bu kanun özel bir düzenlemedir.
Bir konuda özel kanun (düzenleme) olan hallerde özel kanunun uygulanacağı, genel düzenlemelerin uygulanamayacağı herkesçe bilinen hukuki bir prensiptir. Dolayısıyla yukarıda sayılan amme alacakları ile ilgili olarak hem genel hükümlerin hemde 6189 Sayılı Kanun düzenlemelerinin isteğe göre uygulanmasının kabulü mümkün değildir. Zira eğer genel hükümler uyuşmazlığı çözüyorsa; o takdirde yasaya koyucu özel olan 6183 Sayılı Kanun"u niye yasalaştırmıştır ?
Bir konuda özel düzenleme yoksa veya özel düzenleme hükümleri uyuşmazlığı çözmeye yetmiyorsa, o takdirde genel hükümler uygulanabilir. Aksi halde genel hükümlerin özel düzenlemenin olduğu hallerde uygulanması mümkün değildir.
O halde; davaya konu alacağın 6183 Sayılı Kanun"un (1) maddesinde sayılan amme alacaklarından olması, amme alacaklarının tahsili ve yapılacak takiplerde 6183 Sayılı Kanun Hükümlerinin uygulanacağının aynı kanunda açıkça belirtilmesi karşısında, uyuşmazlığın 6183 Sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümlenmesinin doğru olmadığı düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum.13/05/2014