Esas No: 1992/4563
Karar No: 1994/2686
Karar Tarihi: 08.06.1994
Danıştay 10. Daire 1992/4563 Esas 1994/2686 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, bir şirketin teşvik belgesi kapsamında aldığı döviz kredilerinin geri ödemesinde oluşan kur farklarının Kaynak Kullanımı Destekleme Primine dahil edilip edilmeyeceği üzerine açılmıştır. İdare Mahkemesi, kur farklarının prim ödemelerine esas alınacak matraha dahil edilmesi için hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Ancak davacı, cezai faiz ve hatalı yorum iddialarıyla birlikte ödenen prim tutarının tazmini isteyerek temyiz etmiştir. Mahkeme kararı incelenirken, kur farklarının prim matrahına dahil edilmemesi gerektiği kabul edilse de cezai faize yönelik iddiaların incelenememesi ve avukatlık ücretinin hesaplanması konusunda belirli düzenlemeler getirildiği görülmüştür. Kararda geçen kanun maddeleri ise şunlardır: 84/8860 sayılı Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu Hakkındaki Karar, 89/13992 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2.maddesiyle eklenen 2.fıkra.
Daire : ONUNCU DAİRE
Karar Yılı : 1994
Karar No : 2686
Esas Yılı : 1992
Esas No : 4563
Karar Tarihi : 08/06/994
1- YATIRIM FİNANSMANINDA KULLANILAN DÖVİZ KREDİLERİNİN GERİ ÖDEMESİNDEN DOĞAN KUR FARKLARININ, KAYNAK KULLANIMI DESTEKLEME PRİMİ MATRAHINDA DİKKATE ALINMAYACAĞI;
2- ÖDENEN PRİMİN CEZAİ FAİZİYLE BİRLİKTE GERİ ALINMASINDAN DOĞAN UYUŞMAZLIKTA, MADDİ HATA VEYA HATALI YORUM OLUP OLMADIĞININ TARTIŞILMASI GEREKTİĞİ HK.
Dava; davacı şirkete teşvik belgesi kapsamındaki yatırımların finansmanında kullandığı döviz kredilerinden kaynaklanan kur farkları için yersiz ödendiği ileri sürülen Kaynak Kullanımı Destekleme Priminin cezai faiziyle birlikte tahsili üzerine, tahsil edilen toplam 496.938.884 TL.nin ticari temerrüt faiziyle birlekte tazmini istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesi; gerek Kaynak Kullanımı Destekleme Fonuna ilişkin Bakanlar Kurulu Kararlarında, gerekse bu fondan yapılacak ödemeleri belirleyen Merkez Bankası tebliğlerinde, yatırımın finansmanında kullanılan döviz kredilerinden kaynaklanan kur farklarının pirim ödemelerine esas alınacak matraha dahil edileceği yolunda bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiş ve davalı lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmiştir.
Davalı, avukatlık ücretinin reddedilen miktar üzerinden nisbi olarak hesaplanması gerektiği savıyla, anılan mahkeme kararının avukatlık ücretine yönelik kısmının; davacı ise, yatırımın finansmanında kullanılan döviz kredilerinin geri ödemesinde meydana gelen ve Türk lirası bazında yatırım maliyetinin bir unsuru olan kur farklarının prim matrahına dahil edilmesi gerektiği savıyla esasa ilişkin olarak, temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.
Temyizen incelenen mahkeme kararında da belirtildiği üzere; 84/8860 sayılı Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu Hakkındaki Kararda, kredilere ilişkin kur farklarına prim ödeneceği yolunda bir hüküm olmaması ve kararla fondan yapılacak ödemeler konusunda düzenleme yapma yetkisi verilen Merkez Bankasının 1 nolu tebliği ekinde bulunan "yatırımın gerçekleştiğini gösterir form" da yer alan "harcama türü" nü belirleyen bölümde, kredilere ilişkin kur farklarının prim ödemeye esas alınan harcamalar içinde sayılmaması karşısında; yatırım finansmanında kullanılan kredilerinden kaynaklanan kur farklarına prim ödemesi yapılmaması gerekmektedir.
Ancak davacı şirketten tahsil edilen tutar farkları için ödenen prim ve cezai faizinden oluşmakta, dava dilekçesinde cezai faiz tahsilinin hukuka aykırılığı yolunda iddialarda bulunmaktadır. 84/8860 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 8.maddesine, 89/13992 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2.maddesiyle eklenen 2.fıkrada, "... ilgili idarelerin maddi hata veya hatalı yorumu sonucu ödenen destekleme primlerinin geri alınmasında cezai faiz tahsil edilmez" hükmü yer almıştır.
Mahkemece, tazmini istenilen tutarın cezai faize yönelik kısmının; davacının bu yöndeki iddiaları dikkate alınmak suretiyle prim ödemesinde ilgili idarelerin maddi hata veya hatalı yorumu olup olmadığı irdelenerek karara bağlanması gerekirken, prim ödemesine yönelik gerekçeyle gecikme zammına ilişkin tazminat isteminin de reddinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, davanın konusu belli bir zarar tutarının tazmini istemi olduğundan, avukatlık ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen oranlarda hesaplanması zorunludur.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kısmen kabulü ile ... İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının, tazmini istenilen tutarın cezai faize yönelik kısmının yeniden incelenerek karara bağlanmak üzere bozulmasına, tahsil edilen prim tutarının tazmini isteğinin reddine ilişkin kısmının onanmasına, ayrıca davalının temyiz isteminin kabulü ile, anılan kararın maktu avukatlık ücretine hükmedilen kısmının bozulmasına karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.