
Esas No: 2009/10-157
Karar No: 2009/192
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2009/10-157 Esas 2009/192 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 13. İş Mahkemesi
TARİHİ :
NUMARASI :
Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 13. İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 22.03.2007 gün ve 2005/1114 E. 2007/122 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 08.05.2008 gün ve 2007/8899-2008/5786 sayılı ilamı ile; (...Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, SSK"nın tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Davacının davaya konu dönem hakkında, 506 sayılı Yasanın Geçici 80. maddesindeki süre içinde ve usulüne uygun şekilde 13.11.1995 tarihinde başvuruda bulunduğu, önce talebinin kısmen reddedildiği, bilahare 12.01.2001 tarihli başvurusu üzerine yapılan müfettiş incelemesi sonrasında Kurumun anılan döneme dair borç tahakkuk belgesi düzenlediği belirlenmiştir. Mahkemenin belirtilen süreç karşısında, davacının borçlanmak istediği sürelerin Kurumca kabul edilmesi sebebiyle davacının dava açmakta herhangi bir hukuki menfaati olmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de;
Davalı Kurum tarafından dosyaya sunulan 20.9.2005 havale tarihli cevap dilekçesinde davanın reddi istenmekle, dava tarihinden itibaren uyuşmazlığı devam ettirdiği anlaşılmakla, davanın esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı, 4.11.1975-7.3.1991 tarihleri arasındaki süreyi 506 sayılı Kanuna 4056 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 80. madde uyarınca borçlanmasının ve başvuru tarihi olan 13.11.1995 tarihindeki prime esas alt kazanç üzerinden prim ödemesinin geçerli olduğunun tespiti talebinde bulunmuştur.
Yerel mahkemece, davacının borçlanma talebinin Kurumca kabul edildiği, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, taraf vekillerinin temyizi üzerine Özel Daire’ce metni yukarıya aynen alınan ilam ile davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerekçesiyle karar davacı lehine bozulmuştur. Yerel mahkeme ilk gerekçesini tekrarlayarak önceki kararında direnmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19.03.2003 gün 2003/21-156 E., 2003/166 K. ve 29.05.2002 gün 2002/21-445 E., 2002/452 K. sayılı kararlarında benimsenen ilkeler de gözetilmek suretiyle mahkemece işin esasına girilerek, Kurum işleminin davacıya yöntemince tebliğ edilmemesi nedeniyle borçlanmasının ve başvuru tarihindeki prime esas alt kazanç üzerinden prim ödemesinin geçerli olduğunun tespiti talebi yönünden yapılacak inceleme ile varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği bu nedenle davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu tartışmasızdır. Kaldıki davalı cevap dilekçesinde koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Bu durumda Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 13.05.2009 gününde, oybirliği ile karar verildi.