Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından çeke dayalı olarak borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçilmiş, çekte 2. ciranta olan V.Y.n başvurusu üzerine icra mahkemesince, çekin borçlu V.Y."dan sonraki ciro zincirinde keşideci A.G.Ş."e döndüğü, takip alaklısı tarafından A.G.Ş."den önceki cirantaların takip edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı hakkındaki takibin iptaline karar verildiği görülmüştür. TTK’nun 702. maddesine göre cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. TTK’nun 730. maddesinin göndermesiyle çekler hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 636. maddesine göre kambiyo senetlerinde “müteselsil borçluluk” esası vardır. Senette imzası bulunan herkes, hamile karşı müteselsilen sorumludur (Prof. Dr. F.. Ö., Kıymetli Evrak Hukuku, Güncelleştirilmiş 12. Baskı, Ankara 2006, Sayfa 70). Keşideciden başlayarak, lehtar ile ciro silsilesindeki her ciranta ve eğer mevcutsa bunların avalistleri kendilerinden sonra gelenlere karşı senedin ödeneceğini garanti etmişlerdir. Bu garanti sözleşmesi anlamında değil bir kambiyo sorumluluğudur. Senet bedeli ödenmezse, sorumluluk zinciri içinde bulunan her şahıs, kendisinin üstünde yer alan kişilerden senet bedeli ile faiz ve komisyon gibi eklerini talep edebilir (Poroy/Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, Genişletilmiş 15. Bası, İstanbul 2001, Sayfa 179). Diğer bir anlatımla hamil, müracaat borçlularının borçlanmalarındaki sıraya bakmaksızın, her birine veya bunlardan bazılarına, yahut hepsine birden müracaat edebilir.Somut olayda; A.G. Ş.tarafından hamiline keşide edilen çek, M..t S.V.Y..... cirosu ile tekrar keşideci A.G.Ş. ciro edilmiş, daha sonra takip alacaklısının eline geçmiştir. Keşidecinin borçlu olduğu ciranta V. Y., yaptığı ciro ve teslim ile keşideciye borçlu konumuna gelmiştir. Eğer takibi keşideci A. G.Ş. yapmış olsaydı, bu durumda ciranta V. Y."ın hakkındaki takibin iptali doğru olurdu. Takip dayanağı çek, yasal sürede bankaya ibraz edildiğine, ciranta V.Y., cirosunu iptal etmediğine ve ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığına göre yetkili hamil olan alacaklının kendisinden önceki cirantalara borçlanmadaki sıralamalarına bakılmaksızın müracaat hakkı mevcut olup, ciranta V. Y. hakkında da takip yapmasında yasaya bir aykırılık yoktur. .O halde mahkemece, şikâyetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle takibin iptali yönünde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.