Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/6705 Esas 2019/7335 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/6705
Karar No: 2019/7335
Karar Tarihi: 02.12.2019

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/6705 Esas 2019/7335 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyet kararı verilen bir davada, sanığın ByLock uygulamasını kullandığının tespiti üzerine yapılan incelemeler ve deliller yetersiz şekilde değerlendirildiği için mahkumiyet kararı bozuldu. Kararda ayrıca temel cezanın alt sınırından uzaklaşılarak yanlış ceza verildiği ve kanun maddesi belirtilmeksizin uygulama yapıldığı da belirtildi. Kanun maddeleri ise şu şekilde: TCK'nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi ile TCK'nın 62/1, 53, 58/9 ve 63 maddeleri.
16. Ceza Dairesi         2019/6705 E.  ,  2019/7335 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.09.2018 tarih ve 2018/54 - 2018/367 sayılı kararı
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK"nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi ile TCK"nın 62/1, 53, 58/9 ve 63 maddeleri uyarınca
    verilen mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi


    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; "ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı"nın kabul edildiği gözetilmekle,
    Sanığın ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme raporu ile Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığının veri inceleme raporu, bu rapora dayanak delilin elde edilişine ilişkin "gizli tanık Garson"un daha önce verdiği ifade tutanakları ve CMK"nın 134. maddesine göre alınan mahkeme kararı soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından getirtilip, ayrıca temyiz aşamasında dosyaya geldiği anlaşılan Halil İbrahim Şentürk’ün ifade ve teşhis tutanakları birlikte değerlendirilerek duruşmada CMK 217/1. maddesi uyarınca sanık ve müdafiine okunarak diyecekleri sorulduktan sonra yargılamaya devamla bir hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Kabul ve uygulamaya göre de;
    a-İlk Derece Mahkemesince hükmün esasını oluşturan kısa kararda ve gerekçeli karar hüküm fıkrasında temel cezanın "alt sınırdan" tayin edildiği belirtildiği halde alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 5 yıl 6 ay hapis cezasına hükmedilmek suretiyle hükümde çelişkiye yol açılması,
    b-Sanığa üyelik suçundan verilen cezanın 3713 sayılı Kanun uyarınca artırılması sırasında artırım oranının doğru uygulanmasına karşın uygulanan kanun maddesinin 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi yerine fıkra belirtilmeksizin 5. madde olarak gösterilmesi,
    Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, bozma nedeni, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve mevcut delil durumu gözetilerek tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.