12. Hukuk Dairesi 2012/20122 E. , 2012/37159 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, alacaklının yetkili hamil olmadığını ve ticaret mahkemesince verilen tedbir kararı nedeniyle takip yapılamayacağını, ayrıca borcu bulunmadığını belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, alacaklının çeki tahsil cirosu ile aldığından şahsi def"ilerin alacaklı bankaya karşı da ileri sürülebileceği, ticaret mahkemesince verilen tedbir kararı nedeniyle takip yapılamayacağı gerekçesi ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı T.T.K.’nun 702.maddesinde “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı taktirde selahiyetli hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takip ederse bu son ciroyu imzalayan kimse çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.” düzenlemesi getirilmiştir. Yine TTK.nun 730/5.maddesi göndermesiyle çekler hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 599. maddesinde, çekten dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def"ileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun, hükmüne yer verilmiştir. Şahsi def"ilerin hamile karşı ileri sürülemeyeceği kuralının bir istisnası TTK.nun 730/6.maddesinin göndermesiyle çekler hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 600/2.maddesinde yer almıştır. Buna göre, hamil çeki tahsil cirosu ile devralmış ise, senet borçluları, ancak tahsil cirosu ile senedi devredene karşı ileri sürebilecekleri def"ileri hamile (tahsil cirosu ile senedi alana) karşı dermeyan edebilirler.
Somut olayda, alacaklı bankanın takip dayanağı çeki, lehtar ..."den beyaz ciro niteliğindeki temlik cirosu ile devraldığı görülmektedir. Takibe konu çekteki tahsil cirosu ..."e değil alacaklı bankaya aittir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddelerden anlaşılacağı üzere, itiraz eden keşideci borçlu ..., lehtar ... ile aralarındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan def"ileri, bilerek borçlu zararına hareket ettiği iddia ve ispat edilmeyen iyiniyetli hamil olan alacaklı bankaya karşı ileri süremez. Hal böyle olunca, Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/359 E.sayılı dosyasında, çek bedelinin davalı ..."in ibrazı halinde ödenmemesi yönünde verilen tedbir kararı, davanın tarafı olmayan alacaklı banka yönünden bağlayıcı değildir.
O halde, mahkemece, borcun ödendiğide iddia ve ispat da edilemediğine göre borçlunun istemlerinin reddine karar verilmesi gerekirken ciroların değerlendirilmesinde hataya düşülerek yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir.
Ayrıca, borçlu kendisini vekille temsil ettirmediği halde lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.