12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/20110 Karar No: 2012/37152
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/20110 Esas 2012/37152 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/20110 E. , 2012/37152 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 04/10/2011 NUMARASI : 2009/2176-2011/1555
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, takibe konu senedin taraflar arasında imzalanan satış vaadi sözleşmesine istinaden verildiği, ancak, resmi şekilde yapılmayan satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle bu sözleşme kapsamında alınan senedin de geçerli olmadığını, geçersiz sözleşmeye dayanarak teslim edilen senetlerin kayıtsız şartsız borç ikrarı içermediğini belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, satış vaadi sözleşmesinin geçerli olup olmadığı hususunun dar yetkili icra mahkemesinde incelenemeyeceği gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Dosyaya sunulan 10/03/2004 tarihli "Satış Vaadi Sözleşmesi" başlıklı sözleşmenin taraflar arasında düzenlendiği ve alacaklının bu belgeler altındaki imzaya karşı çıkmadığı görülmektedir. Alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde, senetlerin verilme nedeni daha önce taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olsa da, imzalanan uzlaşma tutanakları ile bu senetlerin itiraz eden borçlular tarafından sonradan şirket borçları nedeniyle alacaklıda bırakıldığını ileri sürmüştür. Alacaklı vekilinin icra mahkemesine verdiği bu cevap dilekçesinden, takip dayanağı senedin, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında alındığının kabulü gerekir. Bu durumda, dayanak belgenin TTK"nun 688/2. maddesinde öngörülen mücerret borç ikrarını içermediği tespit edilmiş olup, tarafların sözleşme ve imzalandığı iddia edilen tutanaklar doğrultusunda edimlerini yerine getirip getirmediklerinin ve dolayısı ile alacağın tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle mahkemece, İİK.nun 170/a-2.maddesi gereğince istemin kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.