Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/44
Karar No: 2017/8714
Karar Tarihi: 22.11.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/44 Esas 2017/8714 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/44 E.  ,  2017/8714 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 08.06.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, "dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen maliklerin davaya dahil edilmesi için davacılar vekiline kesin süre verildiği, ancak davacılar vekilinin 18.09.2015 tarihli dilekçesinde bildirdiği şekilde herhangi bir adres bulunmadığından tebligatların iade edildiği görülmüş olmakla, kesin sürenin sonuçlarından korunma amacıyla adres bildirildiği kanaatine varıldığı; yine her ne kadar davacılar vekili tarafından ... oğlu ... şeklinde kayıtlı bulunan malikin yasal mirasçılarının tespit edilerek davaya dahil edilmesi aksi halde kayyım atanması talep edilmiş ise de; öncelikle ... oğlu ... şeklinde kayıtlı olan malikin kim olduğunun anlaşılması ve tapu kayıtlarının düzeltilmesi daha sonra malikin ölü olduğunun anlaşılması halinde yasal mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerekli olup, bu doğrultuda davacılar vekiline verilen kesin süre içerisinde tapu kaydı düzeltim davası açılmadığı" gerekçesiyle "davanın reddine" karar verilmiştir.
    Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki; paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
    Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
    Bilindiği gibi; 6100 sayılı HMK’nun 90.maddesi gereğince; süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler.
    Aynı yasanın 94.maddesi gereğince; kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.
    Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.
    Bu nedenle de hakim tarafından kesin süre verilirken;
    1-Kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlemolması,
    2-Verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması, duruşma gününe kadar kesin süre nedeniyle yapılacak işlem sonrası başka bir işleme gerek yok ise bu sürenin takip eden duruşma gününe kadar verilmesi, 3-Yapılması gereken iş veya işlemler birer birer, varsa masraflarının da miktarıyla birlikte açıkça gösterilmesi,
    4-Sürenin kesin olduğu ve sonuçlarının tarafa açıklanması zorunludur.
    Öte yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 119. maddesi gereğince, dava dilekçesinde tarafların adı, soyadı ve adreslerinin bulunması zorunlu olup, bu hususların eksik olması halinde hakim tarafından davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verilir, kesin süre içinde bu eksikliğin tamamlanmaması halinde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
    Ayrıca; tebligatın nasıl ve kimlere yapılacağı, adresi meçhul olanlara nasıl tebligat yapılacağı, adres araştırması ve tespiti yöntemi 7201 sayılı Tebligat Kanununda gösterilmiş, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 48 ve devamı maddelerinde de adres bilgilerinin tutulması, güncellenmesi ve kullanılması ile ilgili hükümlere yer verilmiştir.
    Somut olayda; 11.09.2015 tarihinde verilen sürenin yukarıda değinilen unsurları taşımadığı görülmektedir. Zira, kesin sürenin sonuçlarının ne olduğu açıkça ihtar edilmemiştir. Kaldı ki, davacılar vekili verilen süre içerisinde dahili dava dilekçesi sunmuş ve davaya dahil ettiği kayıt maliklerinin adreslerini bildirmiştir. Diğer taraftan; dava konusu taşınmazların bazılarında kayıt maliki olan "... oğlu ..." hakkında öncelikle tapu kayıtlarının ilk tesislerinden itibaren tedavülleri ve dayanak belgeleri (kadastro tutanakları, resmi akit tabloları, Tapu Müdürlüğündeki kimlik bilgileri, kadastro tespitinde uygulanmış vergi ve tapu kayıtları varsa dayanaklarıyla birlikte bu kayıtlar, vb) getirtilerek incelenmesi ve Nüfus Müdürlüğünden araştırma yapılması, bu araştırmaların sonucuna göre taraf teşkilinin sağlanması yönünde işlem yapılması, başka bir ifadeyle anılan maliğin sağ ise kendisinin, ölü ise mirasçılarının davaya dahil edilmeleri, ancak adı geçen maliğin kim olduğunun anlaşılamaması durumunda kayyım tayini ve kayyım huzuruyla davaya devam edilmesi bakımından gerekli ara kararların verilmesi, yapılan araştırma sonucu tapu kaydında düzeltim gerekiyorsa bu hususun ve yapılması gerekenlerin ayrıntılı olarak belirtilip kesin sürenin sonuçları da açıklanarak ihtarat yapılması gerekirken, adı geçen malikle ilgili hiçbir araştırma yapılmadan ve gerçekten tapu kaydında düzeltim gerekip gerekmediği belirlenmeden kesin süre verilmesi doğru olmadığı gibi, verilen sürenin sonuçlarının açıklanmaması da isabetsiz olduğu gibi, kesin sürenin sonuçlarını meydana getirmeyeceği açıktır. Kaldi ki, davacılar vekili de, verilen süre içerisinde anılan hususları araştırarak gerekli işlemleri yapmak üzere süre ve yetki isteyen dilekçe sunmuştur.
    O halde, mahkemece, 7201 sayılı Tebligat Kanunundaki yasal düzenlemeler gözetilerek, öncelikle dahili davalıların adres kayıt sistemine yazılı adresleri araştırılarak buradaki adreslerine tebligat yapılması; adres kayıt sisteminde adresleri bulunmadığı takdirde, adres araştırması yapılarak adres tespiti yoluna gidilmesi ve tespit edilecek adreslerine tebligat yapılması, tüm bu araştırmalar ile de bir sonuca varılamadığı takdirde dahili davalılara ilanen tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkilinin sağlanması; dahili davalılardan ..."na çıkarılan tebligatın vefat ettiğinden bahisle iade olduğu gözetilerek bu hususun araştırılıp, ölü ise mirasçılık belgesi temin edilerek mirasçılarının davada yer almaları yönünde işlem yapılması; ayrıca yukarıda değinildiği üzere tapu kayıt maliki ... oğlu ... hakkında da araştırma yapılarak sağ ise kendisinin ölü ise mirasçılık belgesinin teminiyle mirasçılarının davada yer almalarının sağlanması, eğer bu maliğin kim olduğu anlaşılamıyorsa adı geçene kayyım tayin edilmesi yönünde davacıya yetki ve süre verilmesi ve atanacak kayyım huzuruyla davanın görülmesi gerekirken, yanılgılı gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Kabule göre de; çekişmeli taşınmazlardan 249 ada 89 sayılı parsel bakımından taraf teşkilinde noksanlık bulunmadığı gözetilerek işin esası hakkında soruşturma yapılarak bir karar verilmesi gerektiği ve ayrıca HMK"nın 119. maddesi uyarınca, dava dilekçesindeki noksanlığın verilen süre içerisinde giderilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği halde, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması da doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 22.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi