11. Ceza Dairesi 2017/11416 E. , 2017/5251 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet, temyiz talebinin reddi
Yokluğunda verilen hükmün tebliğ edildiği 14.05.2014 tarihinde ceza infaz kurumunda hükümlü olduğu anlaşılan sanık adına yapılan tebligatın geçersiz olduğunun anlaşılması karşısında; tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiş, temyiz isteminin süresinde yapıldığının kabulü ile 26.06.2014 tarihli temyiz talebinin reddine ilişkin ek karar kaldırılarak yapılan incelemede:
1-Sanık hakkında 2010 takvim yılına ilişkin defter ve belgelerini vergi incelemesine ibraz etmediği iddiasıyla açılan kamu davasında; Küçükyalı Vergi Dairesi’nin 19.10.2011 tarihli yazısında, 24.08.2010 tarihli yoklamada adresin depo ve showroom olarak kullanıldığının tespit edilmesi nedeniyle incelemenin dairede yapıldığının belirtilmesi, yoklama fişinde ise işyeri faaliyetinin devam ettiğinin bildirilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, 24.08.2010 tarihli yoklama fişini düzenleyen tutanak mümzilerinin tanık sıfatıyla beyanlarına başvurularak, tebliğ tarihinde belirtilen adreste ticari faaliyete devam edilip edilmediğinin sorulmasından sonra toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanık hakkında 2010 takvim yılında sahte fatura düzenlediği iddiası ile açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, suçlamayı kabul etmemesi ve temyiz dilekçesinde, şirketin kurulum aşamasında kandırıldığını, düzenlenen hiçbir faturada imzasının bulunmadığını, sahte fatura düzenleyerek haksız kazanç elde eden kişilerin ... .... ve ... .... isimli kişiler olduğunu belirtmesi, sahte fatura düzenlemek suçunda suçun maddi konusunun fatura oluşu, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de, alım-satım ya da hizmet ifasının belgesi olan faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, sanığın düzenlediği iddia olunan faturaların asılları veya onaylı örneklerinin dosya içerisinde bulunmaması ve sahte fatura düzenleme suçunda suç tarihinin düzenlenen son fatura tarihi olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi ve suç tarihinin belirlenebilmesi bakımından; suça konu fatura asılları ya da onaylı suretlerinin duruşmaya getirtilip incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, faturalardaki yazı ve imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, sanığın temyiz dilekçesinde açık kimlik ve adres bilgilerini bildirdiği ... ... ve ... ...’un tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulması, gerektiğinde faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin de dinlenerek, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulmasından sonra, toplanan delillere göre sanığın hukuki durumunun ve zincirleme suçla ilgili TCK"nın 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi yerine, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 10.07.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.