2. Hukuk Dairesi 2017/6412 E. , 2017/15057 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, kadının ziynet alacağı davasının kabulü ve eşya alacağı davasında vekalet ücreti yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise; erkeğin davasının kabulü, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı, tazminatlara yönelik faiz talebi, vekalet ücreti ve erkeğin alacak davasının tefriki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu kabul edilerek, tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre, boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. O halde davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı-karşı davacı kadın lehine maddi ve manevi tazminata (TMK m.174/1-2) hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.
3-Davalı-karşı davacı kadının oğlu annesinin muhasebeci olarak çalıştığını beyan etmiştir. Mahkemece kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise işinin düzenli ve sürekli olup olmadığı, gelir elde ediyorsa bu gelirin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı araştırılıp sonucu uyarınca yoksulluk nafakası (TMK m.175) hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
4-Davalı-karşı davacı kadın, dava dilekçesinde ziynet eşyalarının bedelini talep etmiştir. Tefhim edilen kısa kararda ve hükümde 13.689 TL. ziynet bedelinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine şeklinde hüküm kurulmuş, ancak hüküm altına alınan bu bedele nasıl ulaşıldığı, hangi eşyaların karşılığı olduğu Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde açıklanmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2), fıkrasında: hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Kanunun 298. maddesinin (2.) fıkrasında da. gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın İnfazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, bozma sebebine göre kadının yoksulluk nafakasının miktarına ve ziynet alacağına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.12.2017(Çrş.)